OSB’lerin üst kuruluşu OSBÜK Başkanlığına Memiş Kütükcü yeniden seçildi

Yayınlanma Tarihi:

Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK), 21. Olağan Genel Kurulu’nda mevcut başkan Memiş Kütükcü yeniden seçildi. Başken Memiş Kütükcü, dünyada ve ülkede yaşanan pek çok soruna rağmen OSB’lerin sorunlara teslim olmadığını belirtti. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, artan yatırım taleplerine mevcut arazi büyüklüklerinin yeterli gelmediğini belirterek “artık 2 milyon metrekare arazi talep eden yerli ve yabancı yatırımcılar var” dedi.

Divan Başkanlığını Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası Arif Parmaksız’ın yürüttüğü Genel Kurul, TOBB İkiz Kulelerde yapılırken, toplantıya Konya Valisi Vahdettin Özkan, TBMM Sanayi Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, TSE Başkanı Mahmut Sami Şahin de katıldı.

OSBÜK’ün yeni yönetiminde Memiş Kütükcü yanı sıra; Bekir Sütçü, Cengiz Şimşek, Erdim Noyan, Mustafa R.Türker, Necip Filiz, Selçuk İskender, Mete Çağlayan, Mustafa Narlı, Murat Çökmez, M. Sabri Ünlütürk, Cem Hısımcıl, Gül Akyürek Balta, Cem Gün ve Memet Aslan yer aldı.

Başkan Memiş Kütükcü Genel Kurul açılış konuşmasına, görev yaptıkları dönemde çok sayıda mevzuat düzenlemesinin hayata geçirildiğini belirtirken, üyelerden gelen 1435 talep ve sorunun da ilgililere iletilerek önemli kısmının çözüme kavuşturulduğu bilgisini verdi.

Gerek pandemi gerekse deprem döneminde OSB camiasının birlikte hareket ederek engelleri aştığının altını çizen Başkan Kütükcü, “Çok çalıştık, çok ürettik, çok ihracat yaptık. Organize sanayi bölgelerimizi, üretim camiasının en güçlü temsilcisi haline getirdik. Sanayi üretiminin, istihdamın, ihracatın lokomotifi olduk. Başarımız sınırları aştı, dünyaya örnek olduk” ifadelerini kullandı.

Küresel ekonomiyi tehdit eden salgın ve savaşlara rağmen OSB’lerin sorunlara teslim olmadığını belirten Kütükcü, “Türkiye’nin küresel tedarik zincirlerine eklemlenmesine öncülük ettik. Biz ürettikçe Türkiye büyüdü, Türk sanayisi gelişti” diye konuştu.

Nisan ayında yürürlüğe giren OSB Kanunu’nu da ‘üretimde devrim niteliğinde’ olarak değerlendiren Memiş Kütükcü, “Uygulama yönetmeliğinin yayınlanması ile hayata geçecek bu düzenlemeler, sorunlarımıza çözüm üretmenin yanı sıra, aynı zamanda yeni nesil OSB’ler inşa etmemize de öncülük edecek” dedi.

Kütükcü son 5 yıllık zaman diliminde çözüme kavuşturulan sorunları şöyle sıraladı:

– Yıllık 300 bin metreküpün altında doğal gaz tüketen OSB sanayicilerimizin mağduriyeti ortadan kalktı.
– OSB sanayicilerimiz kendi dağıtım bölgesinin dışında da lisanssız elektrik üretim tesisi kurma hakkı kazandı.
– Yenilenebilir enerjide, “Güneş enerjisine dayalı enerji üretim tesislerinin sanayi parselinin en fazla yüzde 25’ine kadar yapılabileceğine” ilişkin sınırlama kaldırıldı.
– Birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü bölgelerde tüketim amacıyla kurulan GES yatırımlarına, 4. bölge teşviklerinden yararlanma imkanı getirildi.
– Taleplerimiz doğrultusunda, Türkiye’de ilk defa ilçe bazlı teşvik sistemi hayata geçirildi. 2020 yılında 21 şehirde 30 OSB’mizi kapsayacak şekilde başlatılan ilçe bazlı teşvik sisteminin kapsamı yine taleplerimiz doğrultusunda genişletilerek 55 OSB’ye yükseltildi.
– Pandemi döneminde üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak için covid testlerinden yerinde aşı uygulamasına, kısa çalışma ödeneğinin başlatılmasından-süresinin uzatılmasına değin pek çok uygulamada OSB’lerimize pozitif ayrımcılık yapıldı.
– OSB’lerimizdeki sanayi parsellerinde emsal, taleplerimiz doğrultusunda yüzde 1’e çıktı.
– Organize sanayi bölgelerimizde kredi desteği için asgari yatırım tutarı şartı kaldırıldı.
– İlk defa 2018 yılında başlayan OSB’lerde bedelsiz veya kısmen arsa tahsisi uygulaması, bizim taleplerimiz doğrultusunda 31 Aralık 2024’e kadar uzatıldı.
– TEİAŞ sistem kullanım ve işletim bedelleri üzerinden yüzde 76’yı bulan indirimler yapıldı.
– Bünyesinde enerji üretim santrali bulunan organize sanayi bölgelerimize, TEİAŞ’ın SCADA bağlantısından dolayı yazdığı cezalar yaptığımız çalışmalarla iptal edildi.

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, 5 yılda OSBÜK ile birlikte önemli projelerin hayata geçirildiğini belirtirken, Türkiye’nin her noktasından yeni OSB kurulumu için talepler geldiğine dikkat çekti. Büyükdede, bu taleple birlikte daha büyük sanayi parsellerine ihtiyaç olduğunu söylerken, “Daha önce 10 bin m2’ye büyük arazi diyorduk, şimdi 2 milyon m2 arazi isteyen yerli ve yabancı yatırımcılar var” diye konuştu.

Sağlanan avantajlar sebebiyle sanayicilerin hızla Anadolu’ya yöneldiğinin altını çizen Büyükdede, bu yüzden batı bölgelerinde istihdama ihtiyaç olduğunu bildirdi.

Hasan Büyükdede ayrıca OSB’lerin limanlara erişimi ve demiryolu ağlarına bağlanmasıyla ilgili önümüzdeki dönemde de çalışmaların süreceğini ifade etti.

TOBB Başkan Yardımcısı Salih Zeki Murzioğlu, OSB’lerin bulundukları şehirlerin dinamosu haline geldiğini belirterek, dünyada da örnek model olarak kabul edilen OSB’lerle iftihar ettiğini söyledi.
TOBB yönetimindeki 21 kişinin 9 tanesinin OSB’lerde görevi olduğu bilgisini veren Murzioğlu, önümüzdeki dönemde işbirliğinin artarak devam edeceğini anlattı.

Murzioğlu, OSBÜK ile birlikte OSB’lerin yeşil ve dijital dönüşüm sürecinde de Türk sanayisine rol model olmasını sağlayacaklarını vurguladı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İLGİLİ İÇERİKLER

Eskişehir sanayisinde alarm zilleri: Firmalar yatırımlarda frene bastı

ABDULLAH SÖNMEZ / ESKİŞEHİRW

Eskişehir Sanayi Odası tarafından 2025 yılında yaşanan ekonomik gelişmelerin sanayi üzerindeki etkisini ölçmek ve işletmelerin önümüzdeki dönem beklentilerini ortaya koymak amacıyla hazırlanan “Ekonomik Durum ve Beklenti Anketi” sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Eskişehir sanayisinin ekonomik kırılganlıklarının derinleştiğini ve firmaların çok katmanlı risklerle karşı karşıya olduğunu gösteren anket verilerine göre mevcut tablo, finansman erişiminden arz-talep dengesine, insan kaynağından yapısal altyapıya kadar pek çok alanda bütünleşik politikalar geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Anket sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan ESO Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş, “İş dünyamızın yaşadığı sıkışıklık ciddi boyutlara ulaşmış durumda. İç talepteki yetersizlik, dış pazarlarda daralma ve enflasyonist baskılar firmalarımızı üretim, yatırım ve ihracat kararlarında çok daha temkinli davranmaya yöneltti. Bu durum, büyüme potansiyelimizi sınırlayan önemli bir risk faktörü haline gelmiştir” ifadelerini kullandı. 

Finansmana erişim ve nakit akışı en büyük sorun

Ankete katılan firmaların yüzde 96’sında finansmana erişimde ciddi sıkıntı yaşadığının tespit edildiğini belirterek artan kredi faiz oranları ile teminat koşullarının, özellikle KOBİ ölçekli firmaların yatırım iştahını azalttığını aktaran Kesikbaş, “Bugün firmalarımız hem yatırım finansmanı hem de günlük nakit akışını yönetme konusunda ciddi zorluklarla karşı karşıya. Kısa vadeli kredilerin faiz oranlarındaki artış, şirketlerimizin finansal sürdürülebilirliğini tehdit eder hale geldi. Ayrıca, tahsilat süreçlerindeki uzamalar likidite kırılganlığını artırıyor” dedi. İhracat yapan sanayi işletmelerinin de düşük kur ve destek yetersizliklerinden olumsuz etkilendiğine dikkat çeken Kesikbaş, sözlerine şöyle devam etti:  “Katılımcıların yüzde 81’i Eximbank kredilerine erişimde problem yaşıyor. Dış ticaret politikalarındaki öngörülemezlik, firmaların risk yönetimini güçleştiriyor. Kur politikalarının ihracat gelirlerimizi enflasyon karşısında erittiğini net şekilde görüyoruz. İhracatçı firmalarımız hem rekabet gücü kaybı hem de kârlılıkta ciddi düşüş riski ile karşı karşıya. İhracatın sürdürülebilir olması için destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Yapısal sorunlar Eskişehir sanayisini zorluyor

Eskişehir’de arsa ve inşaat maliyetlerinin yüksekliği, sanayi bölgelerine ulaşım sorunları ve konut fiyatlarındaki artışın da üretim ve istihdamı zorlaştıran başlıca yapısal sorunlar olarak öne çıktığına dikkat çeken Celalettin Kesikbaş, “Sanayi bölgelerimize ulaşımda yaşanan trafik sıkıntıları, fabrika arsa fiyatlarının aşırı yükselmesi ve konut kiralarındaki artış, hem firmaların hem de çalışanların yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Bu sorunların çözümü, üretim kabiliyetimizi ve Eskişehir’in sanayi çekim gücünü artırmak açısından büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

“İşgücü sıkıntısı firmaların rekabet gücünü tehdit ediyor”

Anket verilerinin firmaların yeşil ve dijital dönüşüm süreçleriyle finansman ve nitelikli işgücü temininde ciddi güçlük yaşadığını da gösterdiğini açıklayan Celalettin Kesikbaş, katılımcıların yüzde 95’inin nitelikli işgücüne erişimde problem yaşadığını belirterek, “Yeşil mutabakat ve dijital dönüşüm hedefleri kapsamında ilerlemek isteyen firmalarımız, gerekli altyapı ve personel eksikliği nedeniyle ciddi zorluklarla karşılaşıyor. Kamu desteklerinin hedefli hale getirilmesi, erişilebilir sanayi alanlarının planlanması, ulaşım altyapısının güçlendirilmesi ve dijital/yeşil dönüşüm için uygun beşeri ve mali koşulların sağlanması bölgesel sanayi rekabetçiliğini artıracaktır” ifadelerini kullandı.

TÜİK açıkladı: İşsizlik martta geriledi, işsiz kişi sayısı 65 bin azaldı

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 65 bin kişi azalarak 2 milyon 807 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,3 puan azalarak yüzde 7,9 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 6,5 iken kadınlarda yüzde 10,6 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 391 bin kişi artarak 32 milyon 597 bin kişi, istihdam oranı ise 0,6 puan artarak yüzde 49,2 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,9 iken kadınlarda yüzde 31,9 olarak gerçekleşti.

İşgücüne katılma oranı yüzde 53,4 olarak gerçekleşti

İşgücü 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 325 bin kişi artarak 35 milyon 404 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,4 puan artarak yüzde 53,4 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,6 iken kadınlarda yüzde 35,7 oldu.

Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 15,1 oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan artarak yüzde 15,1 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 11,0, kadınlarda ise yüzde 22,6 olarak tahmin edildi.

Arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 43,7 saat oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 0,3 saat artarak 43,7 saat olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 28,8 oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 0,3 puan artarak yüzde 28,8 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,9 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 20,1 olarak tahmin edildi.

Nisan ayında ekonomik güven sarsıldı: Endeks yüzde 4,2 düştü

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), nisan ayına ilişkin ekonomik güven endeksi verilerini açıkladı.

Buna göre, endeks martta 100,8 iken, nisanda yüzde 4,2 azalarak 96,6 oldu. Tüketici güven endeksi, nisanda aylık bazda yüzde 2,3 azalışla 83,9'a geriledi.

Aynı dönemde reel kesim güven endeksi, yüzde 2,3 azalarak 100,8 olarak kayıtlara geçti.

Hizmet sektörü güven endeksi ise yüzde 4,3 düşüşle 109,5 oldu.

Perakende ticaret sektörü güven endeksi, yüzde 2,5 azalarak 110,6, inşaat sektörü güven endeksi ise yüzde 4,2 düşüşle 85,1 değerini aldı.

İşsizlik martta gerilediİşsizlik martta gerilediEkonomik Veriler

 

İstanbul için felaket uyarısı: Büyük depremden sonra yangınlar şehri sarabilir

BESTİ KARALAR
Ankara Günlüğü

Geçtiğimiz haftalarda komisyona sunum yapan akademisyenler, Türkiye’de dünya standartlarına uygun, “ulusal yangın veri sisteminin’ kurulmasını önerirken, İstanbul’ a dikkat çektiler. Uzmanlar yangın konusunda ise İstanbul’un büyük risk taşıdığını örnekler vererek anlattılar: “Olası 7 ve üssü bir depremde İstanbul’u depremden sonra yangın vuracak.”

Geçtiğimiz günlerde Kartalkaya Komisyonu’na sunum yapan uzmanlar, Türkiye’de dünya standartlarına yönelik bir yangın veri sistemi olmadığını aktararak şu önerileri getirdi:

■ Ulusal yangın veri sistemi kurulmalı.

■ Yangından korunma yönetmeliği geliştirilmeli.

■ İş yeri ve konutların birbirinden ayrılması sağlanmalı.

■ Yangın güvenlik sorumlusunun görevleri açık net şekilde yazılmalı.

■ Yangın laboratuvarı kurulmalı.

Akademisyenler komisyonda İstanbul’da bazı kurum ve kuruluşlarda yaptıkları incelemelerle ilgili bilgileri de paylaştılar. İnceleme yaptıkları yerlerde, «İtfaiye binaya yaklaşabiliyor mu? İtfaiye binanın çevresinde kamyonlarını kurup hortumlarını hazırlayabiliyor mu, binaya girebiliyor mu? Yangın mahalline güvenli bir şekilde ulaşabiliyor mu? Kurtarma operasyonu yürütebiliyor mu? Binadan güvenli bir şekilde çıkabilecek mi?» şeklinde sorulara cevap aradıklarını belirttiler.

“İstanbul risk altında”

Sunumlarda İstanbul’un büyük deprem riski altında olduğunu hatırlatılarak, olası 7 ve üstündeki depremde 500 doğal gaz servis kutusunun aynı anda yangın çıkarma olasılığına dikkat çekildi.

Dr. Ali Serdar Gültek’ İstanbul’da iş merkezlerinin yoğun olduğu bölgelerdeki binaların yöneticileriyle yaptıkları görüşmeleri paylaştı. Yapılarda yangın risk sistemlerinin bulunduğunu ancak idari müdür, teknik müdür ve güvenlik müdürü düzeyindeki pek çok kişinin bu sistemlerin varlığından haberdar bile olmadığını gördüklerini aktardı. Gültek, 2016’da Çalışma Bakanlığı için İstanbul Sanayi Odası 500 listesinde yer alan 60 fabrikayı incelediklerini aktararak, inceledikleri yapıların yüzde 60’ında üretimin ve depolamanın aynı çatı altında gerçekleştirildiğini böyle bir durumda yangının hızlıca diğer kısımlara yayılmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Uzmanlar, sadece konutlar, oteller, tarihi binalar değil, fabrikalar, endüstriyel yangınlar da ülke ekonomisine ciddi zarar verildiğine işaret edildi.

Çin, dünya buğday pazarını sarsıyorÇin, dünya buğday pazarını sarsıyorEmtia Haberleri

 

İhracatçının kârsızlıkla imtihanı ağırlaşıyorİhracatçının kârsızlıkla imtihanı ağırlaşıyorEkonomi