İş dünyası, enerji krizini önlemek için yatırımlarını artırıyor

Yayınlanma Tarihi:

Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşla birlikte ortaya enerji krizi, enerji güvenliğine dair global çapta alarm verilmesine neden olurken, aynı zamanda enerji verimliliğine dair yatırımların önünü açıyor. Enerjiden tasarruf etmek ve sürdürülebilir işletmelere dönüşmek isteyen globaldeki pek çok şirket, enerji verimliliğine dair yatırımlarını artırıyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) açıkladığı son verilere göre bina ve altyapı yenileme gibi enerji verimliliğine yönelik küresel çapta yapılan yatırımların 2022’de bir önceki yıla kıyasla %16 artarak 560 milyar dolar değerine ulaştığı görülüyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından onaylanmış, ülkemizde 3 yetkilendirilmesi bulunan 4 enerji verimliliği danışmanlık şirketinden biri olan Winergy Technologies ise Enerji Performans Sözleşmesi (EPS) ile enerji etüdü çalışmaları yapıyoruz. EPS mekanizmasıyla kurumların yatırım yapmadan enerjiden tasarruf etmelerini sağlarken, verimlilik odaklı akıllı enerji yönetiminin faydalarını paylaşıyor. Winergy Technologies kurucu ortağı Mehmet Ali Ünal enerjiden tasarruf etme anlamında yeni girişimlere de hazırlanmaktadır.

İş dünyasındaki yüksek enerji tüketimi, kurumların gider kalemlerinin çoğalmasına neden olurken çevreye de zarar veriyor. Öyle ki Avrupa Komisyonu’nun paylaştığı veriler, binaların küresel enerji tüketiminin %40’ından ve sera gazının da %33’ünden sorumluğu olduğunu gösteriyor. Enerji danışmanlık şirketleri aracılığıyla verimliliği esas alan akıllı enerji yönetimi uygulamalarını kullanarak tasarruf etmek ise kurumlara birçok açıdan fayda getiriyor.

Enerji yönetimi çözümlerini uygulamanın faydaları nelerdir? 

1. Maliyetleri düşürür: Teknolojik enerji ölçüm cihazları ve analiz simülasyonlarının saptadığı problemli alanlar için enerji yönetimini devreye almak, enerjinin israf edilmesini engelleyerek maliyetleri düşürür.

2. Verimliliği artırır: Enerjiye yönelik benimsenen pragmatik yaklaşımla birlikte kaynakların doğru bir şekilde kullanılmasının önü açılarak verimlilik artırılır.

3. Sürdürülebilirliğe katkıda bulunur: Enerji tasarrufu için yatırım yapmak, işletmelerin karbon emisyonlarını azaltmasını sağlarken, sürdürülebilirliğe katkıda bulunmalarının önünü açar.

4. Esnek çalışma modeli oluşturur: Akıllı enerji yönetimi çözümleri, yöneticilerin çalışma ortamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olmasını kolaylaştırır. Isıtma, aydınlatma ve havalandırma gibi unsurların doğru bir şekilde kullanılmasını sağlayarak esnek ve konforlu alanlar yaratılır.

5. Yeni işbirliklerine kapı aralar: Sürekli gelişen teknolojiyle birlikte yenilenerek çevre duyarlı politikalar benimseyen şirketler, iş süreçlerine değer katarak sektöründe bir adım öne çıkma şansı yakalar. Böylece potansiyel müşteri ve yatırımcıların ilgisini çekerek iş ortaklıklarına imza atmalarına kapı aralar.

6. Bütçe kontrol mekanizması oluşturulmasını sağlar: Enerji tüketimi üzerinde kontrol mekanizması kuran şirketler, aynı zamanda mali kaynaklarını doğru bir şekilde yönetebilme yetkinliği kazanır. Böylece değişen piyasa koşullarıyla paralel olarak bütçe takibi yapabilir, enerji verimliliğini her alanda avantaja dönüştürerek faydalarını maksimum seviyeye ulaştırabilir.

7. Stratejik yol haritası oluşturur: Enerji verimliliği danışmanlık şirketlerinin hazırladığı gerçek zamanlı verilerle kurumlar güç kaynaklarını düzenleyebilir, enerji sızıntılarını tespit edebilir ve bunlardan içgörüler elde ederek yeni stratejiler geliştirebilir.

Market.us’ın istatistiklerine göre 2022’yi 55,2 milyar dolarla kapatan enerji tasarrufu yapmak için kullanılan küresel enerji yönetimi sistemleri pazarının 2032’de 208,4 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Pazarın büyümesinin ardındaki itici güçler neler?

Devlet desteği: Dünya genelindeki pek çok hükümet, sürdürülebilir hedeflere ulaşmak için enerji yönetimi sistemlerini destekleyici politikalar geliştirerek, teşvik paketleri oluşturuyor. Bazı enerji verimliliği danışmanlığı şirketleri ise sundukları avantajlarla kurumların bu teşviklerden yararlanmalarını sağlıyor.

Talep artışı: Enerji verimliliği çözümleriyle kaynaklarını doğru kullanmak ve gider kalemlerini düşürmek isteyen işletmelerin sayısının gün geçtikçe artması, sektörün büyümesindeki en önemli faktörler arasında yer alıyor. Günümüzde pek çok şirket, bu uygulamalar sayesinde kontrol mekanizmalarını güçlendirirken, sürdürülebilirliğe de katkıda bulunuyor.

Teknolojik gelişmeler: Teknolojinin sürekli gelişmesiyle birlikte enerjiden tasarruf etmek çok daha kolay bir hale geliyor ve yatırımların önü açılıyor. Enerji yönetimi sisteminde faaliyet gösteren şirketler, bu yeniliklerle birlikte inovatif çalışmalar gerçekleştirerek hizmetlerini çeşitlendiriyor daha geniş kitlelere hitap ederek pazarın büyümesini sağlıyor.

Enerji krizine karşın önlem almak, tasarruf etmek ve sürdürülebilir işletmelere dönüşmek isteyen kuruluşların, donanım ve yazılım hizmetleriyle enerji verimliliği çözümleri üreten Winergy Technologies gibi danışmanlıklara ihtiyacı artıyor. Çünkü enerji verimliliği danışmanlıkları, kurumların tasarruf odaklı uygulamaları benimsemesini sağlarken, bütçeleri üstünde yetkinliklerini artırmalarına da kapı aralayarak kâr marjlarını yeniden düzenlemesinin önünü açıyor. Bunun yanı sıra yeşil dönüşüme geçişlerini hızlandırarak sürdürülebilirliğe katkıda bulunuyor, yeni teknolojileri işletmelerine hızlı bir şekilde entegre etmelerini mümkün kılıyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İLGİLİ İÇERİKLER

Eskişehir sanayisinde alarm zilleri: Firmalar yatırımlarda frene bastı

ABDULLAH SÖNMEZ / ESKİŞEHİRW

Eskişehir Sanayi Odası tarafından 2025 yılında yaşanan ekonomik gelişmelerin sanayi üzerindeki etkisini ölçmek ve işletmelerin önümüzdeki dönem beklentilerini ortaya koymak amacıyla hazırlanan “Ekonomik Durum ve Beklenti Anketi” sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Eskişehir sanayisinin ekonomik kırılganlıklarının derinleştiğini ve firmaların çok katmanlı risklerle karşı karşıya olduğunu gösteren anket verilerine göre mevcut tablo, finansman erişiminden arz-talep dengesine, insan kaynağından yapısal altyapıya kadar pek çok alanda bütünleşik politikalar geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Anket sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan ESO Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş, “İş dünyamızın yaşadığı sıkışıklık ciddi boyutlara ulaşmış durumda. İç talepteki yetersizlik, dış pazarlarda daralma ve enflasyonist baskılar firmalarımızı üretim, yatırım ve ihracat kararlarında çok daha temkinli davranmaya yöneltti. Bu durum, büyüme potansiyelimizi sınırlayan önemli bir risk faktörü haline gelmiştir” ifadelerini kullandı. 

Finansmana erişim ve nakit akışı en büyük sorun

Ankete katılan firmaların yüzde 96’sında finansmana erişimde ciddi sıkıntı yaşadığının tespit edildiğini belirterek artan kredi faiz oranları ile teminat koşullarının, özellikle KOBİ ölçekli firmaların yatırım iştahını azalttığını aktaran Kesikbaş, “Bugün firmalarımız hem yatırım finansmanı hem de günlük nakit akışını yönetme konusunda ciddi zorluklarla karşı karşıya. Kısa vadeli kredilerin faiz oranlarındaki artış, şirketlerimizin finansal sürdürülebilirliğini tehdit eder hale geldi. Ayrıca, tahsilat süreçlerindeki uzamalar likidite kırılganlığını artırıyor” dedi. İhracat yapan sanayi işletmelerinin de düşük kur ve destek yetersizliklerinden olumsuz etkilendiğine dikkat çeken Kesikbaş, sözlerine şöyle devam etti:  “Katılımcıların yüzde 81’i Eximbank kredilerine erişimde problem yaşıyor. Dış ticaret politikalarındaki öngörülemezlik, firmaların risk yönetimini güçleştiriyor. Kur politikalarının ihracat gelirlerimizi enflasyon karşısında erittiğini net şekilde görüyoruz. İhracatçı firmalarımız hem rekabet gücü kaybı hem de kârlılıkta ciddi düşüş riski ile karşı karşıya. İhracatın sürdürülebilir olması için destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Yapısal sorunlar Eskişehir sanayisini zorluyor

Eskişehir’de arsa ve inşaat maliyetlerinin yüksekliği, sanayi bölgelerine ulaşım sorunları ve konut fiyatlarındaki artışın da üretim ve istihdamı zorlaştıran başlıca yapısal sorunlar olarak öne çıktığına dikkat çeken Celalettin Kesikbaş, “Sanayi bölgelerimize ulaşımda yaşanan trafik sıkıntıları, fabrika arsa fiyatlarının aşırı yükselmesi ve konut kiralarındaki artış, hem firmaların hem de çalışanların yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Bu sorunların çözümü, üretim kabiliyetimizi ve Eskişehir’in sanayi çekim gücünü artırmak açısından büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

“İşgücü sıkıntısı firmaların rekabet gücünü tehdit ediyor”

Anket verilerinin firmaların yeşil ve dijital dönüşüm süreçleriyle finansman ve nitelikli işgücü temininde ciddi güçlük yaşadığını da gösterdiğini açıklayan Celalettin Kesikbaş, katılımcıların yüzde 95’inin nitelikli işgücüne erişimde problem yaşadığını belirterek, “Yeşil mutabakat ve dijital dönüşüm hedefleri kapsamında ilerlemek isteyen firmalarımız, gerekli altyapı ve personel eksikliği nedeniyle ciddi zorluklarla karşılaşıyor. Kamu desteklerinin hedefli hale getirilmesi, erişilebilir sanayi alanlarının planlanması, ulaşım altyapısının güçlendirilmesi ve dijital/yeşil dönüşüm için uygun beşeri ve mali koşulların sağlanması bölgesel sanayi rekabetçiliğini artıracaktır” ifadelerini kullandı.

TÜİK açıkladı: İşsizlik martta geriledi, işsiz kişi sayısı 65 bin azaldı

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 65 bin kişi azalarak 2 milyon 807 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,3 puan azalarak yüzde 7,9 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 6,5 iken kadınlarda yüzde 10,6 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 391 bin kişi artarak 32 milyon 597 bin kişi, istihdam oranı ise 0,6 puan artarak yüzde 49,2 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,9 iken kadınlarda yüzde 31,9 olarak gerçekleşti.

İşgücüne katılma oranı yüzde 53,4 olarak gerçekleşti

İşgücü 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 325 bin kişi artarak 35 milyon 404 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,4 puan artarak yüzde 53,4 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,6 iken kadınlarda yüzde 35,7 oldu.

Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 15,1 oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan artarak yüzde 15,1 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 11,0, kadınlarda ise yüzde 22,6 olarak tahmin edildi.

Arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 43,7 saat oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 0,3 saat artarak 43,7 saat olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 28,8 oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 0,3 puan artarak yüzde 28,8 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,9 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 20,1 olarak tahmin edildi.

Nisan ayında ekonomik güven sarsıldı: Endeks yüzde 4,2 düştü

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), nisan ayına ilişkin ekonomik güven endeksi verilerini açıkladı.

Buna göre, endeks martta 100,8 iken, nisanda yüzde 4,2 azalarak 96,6 oldu. Tüketici güven endeksi, nisanda aylık bazda yüzde 2,3 azalışla 83,9'a geriledi.

Aynı dönemde reel kesim güven endeksi, yüzde 2,3 azalarak 100,8 olarak kayıtlara geçti.

Hizmet sektörü güven endeksi ise yüzde 4,3 düşüşle 109,5 oldu.

Perakende ticaret sektörü güven endeksi, yüzde 2,5 azalarak 110,6, inşaat sektörü güven endeksi ise yüzde 4,2 düşüşle 85,1 değerini aldı.

İşsizlik martta gerilediİşsizlik martta gerilediEkonomik Veriler

 

İstanbul için felaket uyarısı: Büyük depremden sonra yangınlar şehri sarabilir

BESTİ KARALAR
Ankara Günlüğü

Geçtiğimiz haftalarda komisyona sunum yapan akademisyenler, Türkiye’de dünya standartlarına uygun, “ulusal yangın veri sisteminin’ kurulmasını önerirken, İstanbul’ a dikkat çektiler. Uzmanlar yangın konusunda ise İstanbul’un büyük risk taşıdığını örnekler vererek anlattılar: “Olası 7 ve üssü bir depremde İstanbul’u depremden sonra yangın vuracak.”

Geçtiğimiz günlerde Kartalkaya Komisyonu’na sunum yapan uzmanlar, Türkiye’de dünya standartlarına yönelik bir yangın veri sistemi olmadığını aktararak şu önerileri getirdi:

■ Ulusal yangın veri sistemi kurulmalı.

■ Yangından korunma yönetmeliği geliştirilmeli.

■ İş yeri ve konutların birbirinden ayrılması sağlanmalı.

■ Yangın güvenlik sorumlusunun görevleri açık net şekilde yazılmalı.

■ Yangın laboratuvarı kurulmalı.

Akademisyenler komisyonda İstanbul’da bazı kurum ve kuruluşlarda yaptıkları incelemelerle ilgili bilgileri de paylaştılar. İnceleme yaptıkları yerlerde, «İtfaiye binaya yaklaşabiliyor mu? İtfaiye binanın çevresinde kamyonlarını kurup hortumlarını hazırlayabiliyor mu, binaya girebiliyor mu? Yangın mahalline güvenli bir şekilde ulaşabiliyor mu? Kurtarma operasyonu yürütebiliyor mu? Binadan güvenli bir şekilde çıkabilecek mi?» şeklinde sorulara cevap aradıklarını belirttiler.

“İstanbul risk altında”

Sunumlarda İstanbul’un büyük deprem riski altında olduğunu hatırlatılarak, olası 7 ve üstündeki depremde 500 doğal gaz servis kutusunun aynı anda yangın çıkarma olasılığına dikkat çekildi.

Dr. Ali Serdar Gültek’ İstanbul’da iş merkezlerinin yoğun olduğu bölgelerdeki binaların yöneticileriyle yaptıkları görüşmeleri paylaştı. Yapılarda yangın risk sistemlerinin bulunduğunu ancak idari müdür, teknik müdür ve güvenlik müdürü düzeyindeki pek çok kişinin bu sistemlerin varlığından haberdar bile olmadığını gördüklerini aktardı. Gültek, 2016’da Çalışma Bakanlığı için İstanbul Sanayi Odası 500 listesinde yer alan 60 fabrikayı incelediklerini aktararak, inceledikleri yapıların yüzde 60’ında üretimin ve depolamanın aynı çatı altında gerçekleştirildiğini böyle bir durumda yangının hızlıca diğer kısımlara yayılmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Uzmanlar, sadece konutlar, oteller, tarihi binalar değil, fabrikalar, endüstriyel yangınlar da ülke ekonomisine ciddi zarar verildiğine işaret edildi.

Çin, dünya buğday pazarını sarsıyorÇin, dünya buğday pazarını sarsıyorEmtia Haberleri

 

İhracatçının kârsızlıkla imtihanı ağırlaşıyorİhracatçının kârsızlıkla imtihanı ağırlaşıyorEkonomi