Yeni atanacak ‘ekonomi yönetimi’ piyasanın yönünü belirleyecek

Yayınlanma Tarihi:

Paylaş:

Türkiye gelecek yıl baharda yapılması planlanan yerel seçimlere kadar seçim gündemini geride bıraktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ikinci turda bir kez daha başkan seçildi. TL varlıklarda seçim sonuçlarının fiyatlaması ise farklı oldu. Borsa İstanbul seçim belirsizliğinin ortadan kalkmasıyla ilk işlem gününde hızlı bir yükseliş sergilerken TL ise dolar ve Euro’ya karşı değer kaybetti. Ekonomistler, piyasanın gözünün ekonomi yönetiminde olacağına dikkat çekerken bir süre daha yüksek risk primi, yüksek döviz kurları ve dengelenme arayışında borsa fiyatlaması görüleceğini ifade etti.

Bu yıl dolar TL karşısında yüzde 7,44 yükseldi, bir yıllık yükseliş ise yüzde 23,95 oldu. Bu ay TL karşısında yüzde 3,37 artan dolar, seçimlerin ilk turu öncesinden bugüne ise yüzde 2,5 yükseldi. Merkez Bankası ise TL’deki değer kaybını kontrol altında tutabilmek için yoğun rezerv satışı gerçekleştirdi. Bu nedenle 19 Mayıs haftasında 2002’den bu yana ilk kez net uluslararası rezervler eksiye döndü. Merkez Bankası’nın net uluslararası rezervler -151.3 milyon dolara geriledi. 12 Mayıs haftasında net uluslararası rezervler 2.33 milyar dolar seviyesindeydi. Bu bir haftada yaklaşık 2.5 milyar dolarlık net uluslararası rezerv kaybının yaşandı. Merkez Bankası net uluslararası rezervleri seçimlerin ilk turundan önceki haftada da 4.45 milyar dolar ile keskin bir düşüş kaydetmişti. Net uluslararası rezervler yılın başından beri geçen 20 haftanın 14’ünde geriledi. Yıl başından bu yana net rezervlerdeki toplam düşüş 27.7 milyar doları buldu. Merkez Bankası’nın swap hariç net rezervi geçen hafta -60.3 milyar dolara geriledi.

Türkiye’nin 5 yıllık iflas risk primi de seçim sürecinde dalgalı hareket etti. Seçimlerin ilk turu öncesinde 500 baz puanın altına gerileyen CDS’ler ikinci tur öncesinde ise 720 baz puana kadar çıkarak 7 ayın zirvesini görmüştü. Sonraki günlerde hafif gerileyen ve 700 baz puanın altına inen CDS dün ise yatay hareket etti ve 664 baz puan seviyelerinde kaldı.

Borsa İstanbul ise bu yıl kayıpla açtı ve seçimlere kadar da yön çok değişmedi. Ancak ilk tur öncesinde bankacılık ve holding endeksleri öncülüğünde yabancının da kısmi alımıyla yükselen Borsa İstanbul BİST100 endeksi ikinci tura kadar ise oldukça volatil seyretti. Dün ise seçim belirsizliğinin en azından yerel seçimlere kadar ortadan kalkmasıyla güne güçlü alımlarla başlandı. BİST100 endeksi yüzde 5’e yakın getiri sağlarken pozitif hava tüm endekslere yayıldı. Borsada yabancı payı ise yüzde 27,62 ile tarihi en düşük seviyesinde bulunuyor.

Borsada BİST100’de yükselişe en büyük katkıyı ise Sasa Polyester ve Şişecam hisseleri yaptı. THY, Tüpraş, Hektaş, BİM ve Aselsan ile Turkcell’deki yükseliş de BİST100’ü destekledi. Bankacılık ve holding endeksleri de yüzde 3’ün üzerinde getiri sağlarken BİST100’de gün içinde tek negatiflik Anadolu Efes hisselerinde yaşandı.

Türkiye’nin gösterge tahvil faizleri ise seçim sonrası ilk işlem günü farklı hareket etti. 2 yıllık gösterge tahvil faizi yüzde 11,12’ye yükselirken seçim öncesinde 5,47’ye kadar gerilemişti. 10 yıllık gösterge tahvil faizi yüzde 9,09’da yatay kalırken 5 yıllık gösterge tahvil faizi ise yüzde 9,45’e çıktı. Cuma kapanışta yüzde 8,36 seviyesindeydi.

Piyasalarda fiyatlamalar bu şekilde gerçekleşirken uzmanların en dikkat ettiği konuların başında negatif rezervler geliyor. En büyük endişe kaynağını oluşturan net uluslararası rezervlerin negatif olmasını ekonomi politikalarında değişiklik beklentisinin de ana nedeni.

Borsa İstanbul açısından öncelikle seçim belirsizliğinin bitmesi, siyasi haber akışının yarattığı gerginliğin giderek azalacak olmasını olumlu değerlendiren piyasa uzmanları belirsizliğin sona ermesinin seçim sürecinde MSCI Gelişen Piyasalar Endeksine göre yüzde 21 negatif ayrışmış ve yüzde 68 ıskontolu F/K çarpanına sahip Türk hisse piyasasında kısa vadede olumlu etki sağlayabileceğini kaydetti. Ancak piyasanın yönünü asıl tayine edecek konunun ise yeni kabine ve ekonomi politikalarının nasıl şekilleneceği olacağını vurgulayan uzmanlar kısa vadede algı olarak kamu ve kamuya yakın görülen şirket hisselerinde görece pozitif bir görüntü olabileceğini dile getirdi. Analistler tarihi düşük çarpanlarla işlem gören borsa cephesinde riskin yanında orta ve uzun vadeli fırsatların da oluşmaya başladığını da söylerken bazı aracı kurumlar varlık dağılım modellerinde hisse senedinin payını artırmaya dünden başladı. Analistler BİST-100 endeksi adına teknik anlamda 4300-4250 destek olmak üzere 4750-4850 ve 5100-5200 seviyelerine yönelik kademeli toparlanma beklenebileceğine yer verdi.

Şu an mevcut ekonomik politikaların süreceği ya da ortodoks politikalara dönüleceği yönünde bir yorum yapmanın mümkün olmadığını dile getiren uzmanlar Merkez Bankası döviz rezervleri, mevduat/kredi faizleri ve Türkiye’nin risk primindeki seyir nedeniyle bazı politikaların gözden geçirilmesini bekliyor. Bu yönde ilk sinyalin Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanacak isim ile görüleceğini vurgulayan uzmanlar, kısa vadede ortodoks politikalara hızla geri dönülmesi olasılığını düşük gördüklerini, bu nedenle ilk olarak piyasalarda yeni bir dengelenme arayışı olacağını kaydetti. Uzmanlara göre dengeleme kendini ilk olarak daha yüksek kur seviyeleri olarak gösterecek ancak gerileyen enerji fi yatları ile azalan cari açık ve yaz ayları ile artacak turizm gelirleri bu yükselişin yine sınırlı ve kontrollü olmasını sağlayacak.

■ Deniz Yatırım Yatırım Strateji ve Araştırma Bölüm Müdürü Orkun Gödek: Piyasalarda seçim sürecinde görülen fiyatlama stresinin kademeli şekilde azalacağı düşüncesindeyim. Alım yönlü heyecanlanma konusunda temkin bir süre daha korunabilir. Hepimiz için mevcut makro başlıkların yanında kısa vadeli işlemlerin ana odak noktaları kurulacak olan yeni ekonomi takımı, muhtemel atamalar ve bu sürecin getirebileceği çokça tartışılan politika değişiklikleri olasılığı olacak. Bu nedenle temkinli iyimser pozisyonda bekle-gör ve kademeli pozisyon artırımı gözetmek daha sağlıklı bir yaklaşıma işaret ediyor. İhracatçı pozisyonda, döviz geliri olan, borçsuz konumda ya da borç rasyoları olabildiğince düşük sektör-şirketleri gözetmek bize göre en doğru karar.

■ Ekonomist İnanç Sözer: Türkiye yılbaşından bu yana olağanüstü maliyetli/popülist politikaların neden olduğu seçim gündemini nihayet geride bıraktı. İlk gündem şüphesiz ekonomi ve AK Parti’de kısmen de olsa rasyonelleşme çabalarının nasıl vücut bulacağı önemli olacak. Yeni kabinenin kimlerden oluşacağının netleşmesi ve ekonomi bürokrasisi de dahil olmak üzere yapılacak değişikliklerin piyasadaki kusursuz dengesizliğe etkileri yakından izlenecek. Bu gelişmeler ışığında TL’deki zayıflığın devam edeceğini ve yılın ikinci yarısındaki durgunluğun belirginleşerek gün yüzüne çıkacağını tahmin ediyorum. Seçim nedeniyle ötelediğimiz bir dizi risklerin daha rahat yönetilebilmesi için liyakati önceliklendirecek bir ekonomi kadrosuna ihtiyacımız var. Bu olmadığı sürece değişiklik sınırlı kalacaktır. Uzunca zamandır vurguladığım gibi, yaşadığımız ekonomik ve finansal koşullar kelimesin tam anlamıyla “kusursuz dengesizlik”. Ve bu noktadan bir dengeye evrilmek, çok daha hassas ve iyi bir yönetimi gerektiriyor. Ben AK Parti’nin sandıktan bir mesaj çıkardığını ve bu çerçevede adım atmaya çalışacağına inanıyorum; tüm mesele ne ölçüde doğru kararların ve yetkin isimlerin ekonomi bürokrasisine gelebileceğidir. Belirsizlik de tam bu noktada söz konusu, bunun için önce yeni ekonomi bürokrasisini görmek önemli olacaktır.

■ ODTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat: Piyasada henüz yeni bir haber akışı yok sadece spekülasyonlar var. Seçim öncesi cuma günü kamu kurumlarının alımları yoğundu, hem Varlık Fonu hem Ziraat Yatırım alım yaptı. Cuma günkü hareket merak etmeyin biz buradayız mesajıydı. Çünkü baştan beri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kazanmasının mevcut politikalar devam edecek diye borsa için negatif algılandığı belirtiliyordu. Ancak alımlarla endeksin çökmesine izin vermeyiz mesajı verildi. Dün de yine yerli alımı görsek de bu kurumlar piyasada alımdaydılar. Ayrıca piyasanın döviz kuruyla ilgili beklentisi yukarı yönlü olduğu için döviz geliri yüksek olan şirketlerin hisselerine de alımlar geliyor. Bu da endekse ciddi artış sağladı. Politikaların değişeceğine dair ise herhangi bir emare yok. Piyasa önce bakanlık koltuğuna kimin atanacağını görmek isteyecektir.

DOLARDA BU YILKİ YÜKSELİŞ

DOLAR/TL’DE DÜN GÖRÜLEN SEVİYE

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İLGİLİ İÇERİKLER

“Yüzde 30’un Üzerindeki Asgari Ücret Zammı İstihdamı Tehlikeye Atar”

Bloomberg HT’de katıldığı yayında Fayat, asgari ücrette yapılacak artışın dengeli olması gerektiğini savunarak, yüksek zam oranlarının işletmeleri zor...

KOBİ’lerin kredi riski büyüyor

Küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) Türkiye ekonomisinde kritik bir yere sahip olsa da, son dönemde krediye erişimde...

Memur ve Emeklilere Ne Kadar Zam Yapılacak?

Milyonlarca memur ve emeklinin merakla beklediği zamlı maaşlar için geri sayım başladı. TÜİK, 3 Temmuz'da haziran ayı enflasyon...

Küresel ham çelik üretimi kasımda yüzde 3,3 arttı

Küresel ham çelik üretimi kasımda yüzde 3,3 artış gösterdi.