Piyasalarda ‘normale dönüş’ fiyatlaması

Yayınlanma Tarihi:

Piyasalar, seçim belirsizliğinin ortadan kalkmasıyla nefes alırken, bugün de ekonomi politikalarına yönelik iyimser beklentiyle risk iştahını artırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni kabineyi cuma günü açıklaması bekleniyor. Ekonomi yönetimi için isimler arasında öne çıkan Mehmet Şimşek, dün Erdoğan’la bir kez daha bir araya geldi. Analistler, ekonomide direksiyonun başına Mehmet Şimşek’in geçeceği beklentisi ve ‘makul’ politikaya dönüşün fiyatlandığı görüşünde.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün Mehmet Şimşek ile yeniden görüştüğü haberinin ardından, Şimşek’in ekonomi yönetiminde aktif rol oynayacağı beklentisi yükselirken; bu gelişme Borsada da fiyatlanıyor. Borsa İstanbul, banka hisselerinin öncülüğünde primli seyrederken, bankacılık endeksinin gün içindeki yükselişi yüzde 9’u aştı. Bankacılık endeksi, saat 15.08 itibarıyla yüzde 8,08 artışla 4374 puanda bulunuyor.

Banka hisseleri arasında en çok yükselenler ise, yüzde 9,21 ile Yapı Kredi Bankası, yüzde 9,09 ile Akbank ve yüzde 8,91 ile Garanti Bankası oldu.

BIST 100 endeksi gün içinde 4830 – 4955 bant aralığında hareket ederken, şu dakikalarda yüzde 3,29 yükselişle 4925 puanda bulunuyor.

En çok işlem gören hisse senetleri, Türk Hava Yolları, İş Bankası (C), Koç Holding, Akbank ve Yapı Kredi Bankası oldu.

Borsa İstanbul, seçim sonrası ikinci işlem gününe yüzde 1,51 oranında artışla 4840 puandan başlarken, bankacılık endeksi ise, açılışta yüzde 3,73 yükselişle 4199 puanda bulunmuştu.

Reuters Haber Ajansı’na konuşan iki kaynak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile bir araya geldiğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, pazar günü Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirdiği balkon konuşmasında ekonomiye yönelik mesajlarında güven ve istikrar vurgusu yaparken; “Uluslararası itibara sahip finans yönetimi” şeklindeki açıklamaları Başbakan Yardımcılığı ve Maliye Bakanlığı yapmış olan, kulislerde bir süredir adı geçen Mehmet Şimşek’in ekonomi yönetiminde yer alacağı beklentisini bir kez daha güçlendirmişti.

Dolar fiyatları, dün Türkiye piyasalarının kapanış saatinde 20,09 TL seviyesinde hareket ederken; yeni güne 20,22 TL’den başladı. Dolar kuru, bugün Türkiye piyasalarının kapalı olduğu saatte uluslararası piyasalarda 20,4220 TL’ye kadar artarken; gün içinde en düşük 19,8420 TL’yi gördü. Kur saat 15.10 itibarıyla yüzde 1,51 yükselişle 20,3936 TL’de hareket etti.

Bankalar arası piyasa ile serbest piyasa kurlarındaki fiyatlamada ise, fark kapanıyor. Şu dakikalarda bankalar arası piyasada dolar kuru 20,39 olurken; serbest piyasada ise dolar/TL 20,75 TL. Böylece bankalar arası piyasadaki fiyat ile serbest piyasa fiyatı arasındaki makas 0,36 TL ile yüzde 1,77 oldu.

Euro fiyatları da gün içerisinde en yüksek 22,0553 TL’yi görürken; şu dakikalarda 22,0325 TL seviyesinde bulunuyor. İngiliz sterlini ise aynı dakikalarda 25,5297 TL seviyesinde işlem görüyor.

Türkiye’nin kredi risk primi (CDS), dün küresel borsaların kapalı olmasının da etkisiyle yatay bir seyirde hareket ederken, bugün geriliyor. Dün son veri 669 baz puanda olurken, şu sıralarda 625 baz puanda bulunuyor.

Türkiye’nin CDS’si, 23 Mayıs Salı günü 720 baz puana kadar yükselerek 7 ayın zirvesini görmüştü. CDS, sonraki günlerde geri çekilerek 700 puanın altına sarkarken, seçim belirsizliğinin ortadan kalkmasıyla düşüşünü sürdürüyor.

Altının gram fiyatı, dün Türkiye piyasalarının kapanış saatinde 1257 lira seviyesinde hareket ederken; yeni güne yatay başladı. Gram altın, dolar/TL’deki ve ons altındaki yükselişin etkisiyle değer kazanırken, en yüksek 1286 liraya tırmandı.

Gram altın, şu sıralarda yüzde 2,30 oranında yükselişle 1285 lira seviyesinde bulunuyor. Aynı dakikalarda çeyrek altın 2228 lira, Cumhuriyet altını da 9150 liradan işlem görüyor.

Borsa seçim sonrası parkura güçlü değer artışı ile başlayarak 4950 puana yükseldi. Dün banka dışı hisselerin güçlü, banka hisselerinin ölçülü artışı ile gerçekleşen yükselişte bugün roller değişti ve harekete banka hisseleri liderlik etmeye başladı.

Mehmet Şimşek beklentisinin tetiklediği bu değer artışının devamı en geç cuma günü açıklanması beklenen kabineye bağlı olacak.

Gerek yükselişleri gerek geri çekilmeleri hızlı gerçekleştiren borsada her iki yönde yüksek dalga boyları içeren seyrin süreceği görüşündeyim.

Yıla dolar bazında 300 seviyesine yakın başlayıp, mayıs ayı içinde 220 doları test eden BIST 100 endeksinde cari değer yaklaşık 242 dolara denk geliyor.

‘Endeks yeniden 300 dolara yaklaşabilir mi’ derseniz pekala mümkün ama ben olasılığını düşük buluyorum.

Hız kesecek büyüme ve artan mevduat oranları BIST adına ikinci yarıyılın ilk akla gelen dezavantajları.

Bu nedenle ben yılın devamında ağırlıkla 200 – 250 dolar bandı içinde yatay bir seyri daha muhtemel buluyorum.

Borsa, döviz kuru, bankalar, her şey aynı anda ralli yapıyor. Şimşek toplantısı, gelecekte ekonomik ortodoksi beklentisinin geri dönme olasılığıyla biraz bağlantılı. Özellikle bankacılıkta fiyatlama bununla alakalı. Ama net bir ihtimal değil.

Şimşek göreve gelirse, görevi uzun sürer mi, sonu nasıl olur? TCMB Başkanı Kavcıoğlu gibi birçok ekonomi bürokratının heterodoksi ekibinde yer aldığını ve Erdoğan’ın son seçim öncesi görüşlerinin faiz artırımlarına karşı olduğunu biliyoruz. O halde bekleyip görelim hükümet ve ekonomi yönetimi nasıl şekillenecek.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İLGİLİ İÇERİKLER

Eskişehir sanayisinde alarm zilleri: Firmalar yatırımlarda frene bastı

ABDULLAH SÖNMEZ / ESKİŞEHİRW

Eskişehir Sanayi Odası tarafından 2025 yılında yaşanan ekonomik gelişmelerin sanayi üzerindeki etkisini ölçmek ve işletmelerin önümüzdeki dönem beklentilerini ortaya koymak amacıyla hazırlanan “Ekonomik Durum ve Beklenti Anketi” sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Eskişehir sanayisinin ekonomik kırılganlıklarının derinleştiğini ve firmaların çok katmanlı risklerle karşı karşıya olduğunu gösteren anket verilerine göre mevcut tablo, finansman erişiminden arz-talep dengesine, insan kaynağından yapısal altyapıya kadar pek çok alanda bütünleşik politikalar geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Anket sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan ESO Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş, “İş dünyamızın yaşadığı sıkışıklık ciddi boyutlara ulaşmış durumda. İç talepteki yetersizlik, dış pazarlarda daralma ve enflasyonist baskılar firmalarımızı üretim, yatırım ve ihracat kararlarında çok daha temkinli davranmaya yöneltti. Bu durum, büyüme potansiyelimizi sınırlayan önemli bir risk faktörü haline gelmiştir” ifadelerini kullandı. 

Finansmana erişim ve nakit akışı en büyük sorun

Ankete katılan firmaların yüzde 96’sında finansmana erişimde ciddi sıkıntı yaşadığının tespit edildiğini belirterek artan kredi faiz oranları ile teminat koşullarının, özellikle KOBİ ölçekli firmaların yatırım iştahını azalttığını aktaran Kesikbaş, “Bugün firmalarımız hem yatırım finansmanı hem de günlük nakit akışını yönetme konusunda ciddi zorluklarla karşı karşıya. Kısa vadeli kredilerin faiz oranlarındaki artış, şirketlerimizin finansal sürdürülebilirliğini tehdit eder hale geldi. Ayrıca, tahsilat süreçlerindeki uzamalar likidite kırılganlığını artırıyor” dedi. İhracat yapan sanayi işletmelerinin de düşük kur ve destek yetersizliklerinden olumsuz etkilendiğine dikkat çeken Kesikbaş, sözlerine şöyle devam etti:  “Katılımcıların yüzde 81’i Eximbank kredilerine erişimde problem yaşıyor. Dış ticaret politikalarındaki öngörülemezlik, firmaların risk yönetimini güçleştiriyor. Kur politikalarının ihracat gelirlerimizi enflasyon karşısında erittiğini net şekilde görüyoruz. İhracatçı firmalarımız hem rekabet gücü kaybı hem de kârlılıkta ciddi düşüş riski ile karşı karşıya. İhracatın sürdürülebilir olması için destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Yapısal sorunlar Eskişehir sanayisini zorluyor

Eskişehir’de arsa ve inşaat maliyetlerinin yüksekliği, sanayi bölgelerine ulaşım sorunları ve konut fiyatlarındaki artışın da üretim ve istihdamı zorlaştıran başlıca yapısal sorunlar olarak öne çıktığına dikkat çeken Celalettin Kesikbaş, “Sanayi bölgelerimize ulaşımda yaşanan trafik sıkıntıları, fabrika arsa fiyatlarının aşırı yükselmesi ve konut kiralarındaki artış, hem firmaların hem de çalışanların yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Bu sorunların çözümü, üretim kabiliyetimizi ve Eskişehir’in sanayi çekim gücünü artırmak açısından büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

“İşgücü sıkıntısı firmaların rekabet gücünü tehdit ediyor”

Anket verilerinin firmaların yeşil ve dijital dönüşüm süreçleriyle finansman ve nitelikli işgücü temininde ciddi güçlük yaşadığını da gösterdiğini açıklayan Celalettin Kesikbaş, katılımcıların yüzde 95’inin nitelikli işgücüne erişimde problem yaşadığını belirterek, “Yeşil mutabakat ve dijital dönüşüm hedefleri kapsamında ilerlemek isteyen firmalarımız, gerekli altyapı ve personel eksikliği nedeniyle ciddi zorluklarla karşılaşıyor. Kamu desteklerinin hedefli hale getirilmesi, erişilebilir sanayi alanlarının planlanması, ulaşım altyapısının güçlendirilmesi ve dijital/yeşil dönüşüm için uygun beşeri ve mali koşulların sağlanması bölgesel sanayi rekabetçiliğini artıracaktır” ifadelerini kullandı.

TÜİK açıkladı: İşsizlik martta geriledi, işsiz kişi sayısı 65 bin azaldı

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 65 bin kişi azalarak 2 milyon 807 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,3 puan azalarak yüzde 7,9 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 6,5 iken kadınlarda yüzde 10,6 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 391 bin kişi artarak 32 milyon 597 bin kişi, istihdam oranı ise 0,6 puan artarak yüzde 49,2 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,9 iken kadınlarda yüzde 31,9 olarak gerçekleşti.

İşgücüne katılma oranı yüzde 53,4 olarak gerçekleşti

İşgücü 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 325 bin kişi artarak 35 milyon 404 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,4 puan artarak yüzde 53,4 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,6 iken kadınlarda yüzde 35,7 oldu.

Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 15,1 oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan artarak yüzde 15,1 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 11,0, kadınlarda ise yüzde 22,6 olarak tahmin edildi.

Arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 43,7 saat oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 0,3 saat artarak 43,7 saat olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 28,8 oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 0,3 puan artarak yüzde 28,8 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,9 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 20,1 olarak tahmin edildi.

Nisan ayında ekonomik güven sarsıldı: Endeks yüzde 4,2 düştü

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), nisan ayına ilişkin ekonomik güven endeksi verilerini açıkladı.

Buna göre, endeks martta 100,8 iken, nisanda yüzde 4,2 azalarak 96,6 oldu. Tüketici güven endeksi, nisanda aylık bazda yüzde 2,3 azalışla 83,9'a geriledi.

Aynı dönemde reel kesim güven endeksi, yüzde 2,3 azalarak 100,8 olarak kayıtlara geçti.

Hizmet sektörü güven endeksi ise yüzde 4,3 düşüşle 109,5 oldu.

Perakende ticaret sektörü güven endeksi, yüzde 2,5 azalarak 110,6, inşaat sektörü güven endeksi ise yüzde 4,2 düşüşle 85,1 değerini aldı.

İşsizlik martta gerilediİşsizlik martta gerilediEkonomik Veriler

 

İstanbul için felaket uyarısı: Büyük depremden sonra yangınlar şehri sarabilir

BESTİ KARALAR
Ankara Günlüğü

Geçtiğimiz haftalarda komisyona sunum yapan akademisyenler, Türkiye’de dünya standartlarına uygun, “ulusal yangın veri sisteminin’ kurulmasını önerirken, İstanbul’ a dikkat çektiler. Uzmanlar yangın konusunda ise İstanbul’un büyük risk taşıdığını örnekler vererek anlattılar: “Olası 7 ve üssü bir depremde İstanbul’u depremden sonra yangın vuracak.”

Geçtiğimiz günlerde Kartalkaya Komisyonu’na sunum yapan uzmanlar, Türkiye’de dünya standartlarına yönelik bir yangın veri sistemi olmadığını aktararak şu önerileri getirdi:

■ Ulusal yangın veri sistemi kurulmalı.

■ Yangından korunma yönetmeliği geliştirilmeli.

■ İş yeri ve konutların birbirinden ayrılması sağlanmalı.

■ Yangın güvenlik sorumlusunun görevleri açık net şekilde yazılmalı.

■ Yangın laboratuvarı kurulmalı.

Akademisyenler komisyonda İstanbul’da bazı kurum ve kuruluşlarda yaptıkları incelemelerle ilgili bilgileri de paylaştılar. İnceleme yaptıkları yerlerde, «İtfaiye binaya yaklaşabiliyor mu? İtfaiye binanın çevresinde kamyonlarını kurup hortumlarını hazırlayabiliyor mu, binaya girebiliyor mu? Yangın mahalline güvenli bir şekilde ulaşabiliyor mu? Kurtarma operasyonu yürütebiliyor mu? Binadan güvenli bir şekilde çıkabilecek mi?» şeklinde sorulara cevap aradıklarını belirttiler.

“İstanbul risk altında”

Sunumlarda İstanbul’un büyük deprem riski altında olduğunu hatırlatılarak, olası 7 ve üstündeki depremde 500 doğal gaz servis kutusunun aynı anda yangın çıkarma olasılığına dikkat çekildi.

Dr. Ali Serdar Gültek’ İstanbul’da iş merkezlerinin yoğun olduğu bölgelerdeki binaların yöneticileriyle yaptıkları görüşmeleri paylaştı. Yapılarda yangın risk sistemlerinin bulunduğunu ancak idari müdür, teknik müdür ve güvenlik müdürü düzeyindeki pek çok kişinin bu sistemlerin varlığından haberdar bile olmadığını gördüklerini aktardı. Gültek, 2016’da Çalışma Bakanlığı için İstanbul Sanayi Odası 500 listesinde yer alan 60 fabrikayı incelediklerini aktararak, inceledikleri yapıların yüzde 60’ında üretimin ve depolamanın aynı çatı altında gerçekleştirildiğini böyle bir durumda yangının hızlıca diğer kısımlara yayılmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Uzmanlar, sadece konutlar, oteller, tarihi binalar değil, fabrikalar, endüstriyel yangınlar da ülke ekonomisine ciddi zarar verildiğine işaret edildi.

Çin, dünya buğday pazarını sarsıyorÇin, dünya buğday pazarını sarsıyorEmtia Haberleri

 

İhracatçının kârsızlıkla imtihanı ağırlaşıyorİhracatçının kârsızlıkla imtihanı ağırlaşıyorEkonomi