Ticari krediler durma noktasına geldi, özel bankalar fiyat veremiyor

Yayınlanma Tarihi:

Ekonomi Gazetesi’nden Şebnem Turhan’ın haberine göre, regülasyonlarla bunalan bankacılık sektöründe ticari krediler durma noktasına geldi.

Bankacılık kaynakları, özel bankalarda ticari kredi arzının neredeyse durduğunu, riski daha düşük olduğu için 1-1.5 aylık kısa vadeli spot kredilere yönelindiğini söyledi. Ayrıca kaynaklar uzun vadeli ticari kredi talebinde bankaların fiyatlama yapamadığını, uç örnekler olarak da yüzde 60- 70 oranında faiz verdiğini aktardı. Son dönemde sürekli regülasyonlarla karşı karşıya kalan bankacılık sektöründe seçim belirsizliği nedeniyle ikinci tur seçimleri öncesinde kredi arzı neredeyse durma noktasına gelmiş ve faiz oranları da yukarı yönlü hareket etmişti. Seçimden sonra ise bazı bankalar hemen faiz oranlarında ayarlamalar yaptı. Ticari kredi faizleri bu durumdan daha fazla etkilendi.

Menkul kıymet zorunluluğu ticari kredi büyüme ve faiz oranlarına göre uygulanıyor. Sektör riskin yükselmesi, net faiz gelirinin negatif olması nedeniyle bir süredir ticari kredide iştahsız davranıyordu. Bu hafta ise bankacılık sektörü kaynaklarına göre bazı özel bankalar uzun vadeli ticari krediyi ya durdurdu ya da yıllık yüzde 60-70’e varan çok yüksek faiz oranları vermeye başladı. Bankacılık sektörü kaynakları özel bankaların “kredi vermiyoruz” dememek için 1-1.5 ay vadeli spot kredilere yöneldiğini belirterek, bu alanda vade yapısı nedeniyle risk düşük olduğu için çok da yüksek faiz oranlarının konuşulmadığını, makul oranların uygulandığını vurguladı.

Uzun vadeli kredi talepleri ise genellikle karşılanmıyor. Bunu “fiyatlama yapılamaması” olarak yorumlayan bankacılık sektörü kaynakları piyasada çok yüksek faiz oranları dolaştığını da vurguladı. Kamu bankalarının ise daha düşük faizli ticari kredi kullandırımına devam ettiğini söyleyen bankacılık sektörü kaynakları, kamu bankalarında ise limitlerin uygulandığını belirtti. Kaynaklar kamunun kullandırdığı yüksek montanlı kredileri ise taksit taksit ödediğini ekledi. Ticari kredi faizleri bazı özel bankalarda seçimlerin ikinci turu öncesinde yüzde 48’e yükselmişti.
Bazı özel bankalarda ihtiyaç kredi faizi aylık yüzde 6’ya kadar yükseldi ve yıllıkta bir haftada 12.12 puan arttı. Ticari kredi faizlerinde ise artış çok daha keskin oldu. Kaynaklar bankalara yönelik regülasyonlar devam ettiği sürece faiz oranlarında yükselişin süreceğini belirtirken 70 bin liranın üzerinde kredi kullanımının kısıtlı olduğunu çok ısrarlı talep durumunda ise aylık faizin yüzde 7’yi aştığını dile getirdi.

İhtiyaç kredi faizleri ise mart başından bu yana yükseliş eğiliminde bulunuyor. Merkez Bankası 10 Mart itibariyle ihtiyaç kredilerinde faiz oranına göre menkul kıymet kapsamı getirmişti. 70 bin liraya kadar olan ihtiyaç kredileri ise menkul kıymet kapsamı dışında bırakıldı. Bankacılık sektörü de daha çok 70 bin liraya kadar ihtiyaç kredisi kullandırımı yapıyordu. Ancak seçim belirsizliği ve Merkez Bankası’nın regülasyonları daha da sıkılaştırması faiz oranlarının daha hızlı yükselmesi sonucunu doğurdu.

10 Mart öncesi özel ve yabancı mevduat bankalarında yaklaşık aylık yüzde 2,76 olan ihtiyaç kredi faizleri ilk tur öncesinde yüzde 3,99, ilk turun hemen sonrasında yüzde 4,49’a çıkmış, ikinci tur öncesindeki haftada ise yüzde 4,99’a çıkmıştı. Bu haftaya ise bazı özel bankalar yaklaşık 1 puanlık faiz indirimiyle girdi ve ihtiyaç kredi faizini aylık yüzde 6’ya kadar çıkardı. Böylece yıllık basit faiz yüzde 72’ye dayanmış oldu. 14 Mayıs öncesi özel ve yabancı mevduat bankaları ortalama yıllık basit faiz yüzde 47,88 seviyesinde iken şimdi yıllık faiz yüzde 72’ye geldi. Ve bu sadece seçimin iki turu süresince faiz oranlarının 24.12 puan yükseldiğini ortaya koydu. Yılbaşında ise henüz ihtiyaç kredi faizlerinde menkul kıymet uygulaması yokken özel ve yabancı mevduat bankaları aylık yüzde 2,69 yıllık basit faizde yüzde 32,28 seviyesinde ihtiyaç kredisi kullandırıyordu. İkinci tur sonrasında haftanın ilk gününde yüzde 72’ye çıkan yıllık ihtiyaç kredisi faizi böylece yılın ilk 5 ayında yaklaşık 40 puanlık bir artış gerçekleşti.

KKM’DE ‘ÖNDEN PRİM’ ÖDEME UYGULAMASI SON BULDU

Bazı bankalar dövizden TL’ye dönmek için açılan yeni kur korumalı mevduat (KKM) hesaplarına önden prim ödeme uygulamasına son verdi. TL’ye dönüşüm hedefl erini yakalamaya çalışan bankalar, mevduat sahiplerini dövizden vazgeçirmek için KKM hesaplarına yüksek faiz vermeye başlamıştı. Reuters’ın görüştüğü dört kıdemli bankacı, bazı bankaların prim ödemelerine son verdiklerini ifade etti.

KAMU BANKALARINDA LİMİTLİ KREDİ KULLANDIRILIYOR

Özel bankalarda tek faiz artışı ihtiyaç kredilerinde olmadı. Taşıt kredilerinde seçim öncesi hafta yüzde 4,09 seviyesinde olan faiz oranı bu hafta başı itibariyle yüzde 4,79’a çıkarıldı. Konut kredilerinde de yüzde 3,39 olan aylık faiz oranı yüzde 4,09’a yükseldi. Kamu bankalarında ise limitli olarak daha düşük faiz oranlarından kredi kullandırımı yapılıyor. Kamu bankalarında yüzde 2’nin altında bulunan ihtiyaç kredi faizinin limiti 70 bin liraya kadar tanımlanıyor. Konut kredisinde ise 250 bin liranın üzerine çıkılmadığını belirten kamu bankası kaynakları faiz artışının henüz gündemde olmadığını kaydetti.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İLGİLİ İÇERİKLER

Ekonomik kriz sinyalleri sonrası ABD ve Çin’den geri adım: Tarifelerde rekor düşüş!

İsviçre'deki görüşmeler sonrasında Çin ve ABD arasında geçici bir süre tarife indirimi kararı geldi. Buna göre Çin, 90 gün boyunca ABD'ye uyguladığı tarifeleri yüzde 125'ten yüzde 10'a düşürecek. ABD ise Çin'e yönelik tarifeleri aynı dönemde yüzde 145'ten yüzde 30'a indirecek.

ABD Hazine Bakanı Bessent: Verimli bir görüşme yaptık

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent Çin ve ABD'nin ayrışma istemediğini belirtti. Bessent, “Fentanil konusunda atılacak adımlar konusunda çok sağlam ve verimli bir görüşme yaptık” dedi.

Açıklamada ayrıca “Tarafların ekonomik ve ticari ilişkilerle ilgili görüşmeleri sürdürmek üzere bir mekanizma kuracakları” belirtildi.

Önemli ilerleme kaydedildiği açıklamıştı

ABD ve Çin, ticaret savaşını yatıştırmak amacıyla İsviçre’de iki gün süren görüşmelerin ardından “önemli ilerleme” kaydedildiğini açıklamıştı.

Çin Başbakan Yardımcısı He Lifeng, ABD tarafının profesyonelliğini överken, ABD Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer ise iki taraf arasındaki ticaret anlaşmazlıklarının abartılmış olabileceğini belirtmişti.

Piyasalar ne tepki verdi?

Anlaşmanın duyurulmasının ardından, ons altın fiyatında düşüş yüzde 3'e yaklaşırken 3.228 dolara kadar düştü. Dolar Endeksi 101,159 ile 1 ayın en düşük seviyesine geriledi.

Brent petrolünün varil fiyatı 2,11 dolar artışla 66,02 dolara yükselirken; Batı Teksas petrolünün varil fiyatı 2,12 dolar artışla 63,14 dolara çıktı.

Bitcoin fiyatı, ABD-Çin anlaşmasına ilişkin haberler ile 105.646 dolara yükseldi.

Euro/dolar, 1 ayın en düşük seviyesi olan 1,1163'e geriledi.

ABD'nin 2 yıl vadeli Hazine kağıdında getiri 8 baz puan artışla yüzde 3,9601'e; ABD'nin 10 yıl vadeli Hazine kağıdında getiri 6 baz puan artışla yüzde 4,4339'a yükseldi.

Neler olmuştu?

Trump ikinci dönemine başladığından bu yana Çin mallarına yüzde 145 gümrük vergisi uygularken Pekin de ABD'den yapılan ithalata yüzde 125 gümrük vergisiyle karşılık verdi. Bu durum ikili ticaretin neredeyse durma noktasına gelmesine yol açarak ABD'de enflasyonist baskıyı arttırdı ve Çin'in büyümesine güç veren ihracat motorunu tehdit etti.

ABD-İngiltere-Almanya hattında yoğun diplomasi: ABD Dışişleri Bakanı Rubio’dan çifte görüşmeABD-İngiltere-Almanya hattında yoğun diplomasi: ABD Dışişleri Bakanı Rubio’dan çifte görüşmeDünya

 

Maliye’nin OSB’lere vergi memuru planı sanayiciyi ayağa kaldırdı: “Kümesteki kazlara yüklenmeyin”

HÜSEYİN GÖKÇE/ANKARA

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bir televizyon programında, bütün OSB’lerin ve hallerin giriş çıkışları ile büyükşehirlerin giriş ve çıkışlarına maliyeci koyacaklarına yönelik açıklamalarına, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’dan isim vermeden sertlik dozu yüksek bir cevap geldi. OSB’lerde faaliyet gösteren firmalar da bölgelerin yüzde 90’ının ihracatçı olduğunu, kayıt dışılığın mümkün olmadığını, kayıt dışı ile samimi şekilde mücadele edilmek isteniyorsa fatura nedir bilmeyen işletmelere yönelinmesi gerektiğini vurguladılar.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in son dönemlerde sıklıkla gündeme getirdiği, vergi gelirlerinin artırılmasına yönelik önlemlerin ilk sırasında kayıt dışının azaltılması geliyor. Nitekim bu konuda binlerce maliye uzmanı sahada iki yönlü denetime başladılar. Bunlardan bir kısmı işletmelerin kasasına oturarak hasılat tespiti yaparken, bir kısmı da sokak sokak gezerek mükellef olmayanları tespit etme yönünde denetim yaptılar.

Bakan Şimşek konuyla ilgili son açıklamasında ise bu kez OSB’lerin giriş çıkışlarına vergi memuru koyarak denetimi genişleteceklerini bilirdi. Şimşek’in bu açıklamalarına TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu sosyal medya hesabından sert bir açıklamayla cevap verirken, çok sayıda OSB firması da tepkilerini EKONOMİ’ye aktardılar.

“Girişimcinin çalışma şevki kırılmamalı”

Sosyal medya hesabından açıklama yapan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, vergi denetimine ve kayıt dışı ile mücadeleye karış olmadıklarını ancak, her işletmenin kapısına vergi memuru koyarak, polisiye tedbirlerle vergi gelirlerinin artırılamayacağını bildirdi. Hisarcıklıoğlu, “Vergi denetimine karşı değiliz. Kayıt dışı ekonomiyle mücadeleyi destekliyoruz. Vergi sistemi adil ve şeffaf olmalı. Girişimcinin çalışma şevkini kırmamalı. Her işletmenin, her fabrikanın kapısına vergi memuru koyarak, polisiye tedbirler alarak, vergi gelirleri arttırılamaz. Hakkaniyet de sağlanamaz” yorumunu yaptı.

“İnceleme başlatmadığımız kesim yok”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, önceki gün TGRT Haber’de katıldığı bir programda, kayıt dışılığa yönelik inceleme başlatmadıkları kesimin bulunmadığının altını çizerken, ekiplerin güçlendirileceğini, OSB’lerin giriş çıkışlarına memur konulacağını bildirmişti. Şimşek’in açıklamalarının ilgili kısmı şöyle: “İnceleme başlatmadığımız hiçbir kesim yok. Önce çok büyüklerden başladık. Kayıt dışı üretim, satış yapanlar... Biz denetim yapıp ceza kesmek istemiyoruz ama arkadaşlarla da konuştuk. Ekipler güçlendirilecek. Bütün OSB’lerin giriş çıkışlarına, bütün hallerin giriş çıkışlarına vergi memurları koyacağız. Bütün büyükşehirlerin giriş ve çıkışlarına, ana arterlerine kalıcı maliyecileri koyacağız.”

“Kümesteki kazları bırakın"

EKONOMİ’ye açıklama yapan OSB’lerde faaliyet gösteren firmaların temsilcileri, organize sanayi bölgelerinin zaten kayıtlı işletmeleri bir araya getiren organize yapılar olduğunu hatırlattılar. OSB’lerdeki firmaların yüzde 90’ının ihracatçı olduğu, kayıtsız bir kuruş işlemin bile olmadığının altını çizen firma yetkilileri, “Kayıt dışı ile uğraşılacağını bildirdiler ama kayıt dışı ile mücadele kayıtlı işletmelerin kapısına memur koyarak yapılır mı? Gelinen noktada yıllardır yaşadığımız temel bir sıkıntının su yüzüne çıkmasıdır. Yani kümesteki kazlara yükleniliyor” ifadelerini kullandılar.

Türkiye’deki sanayi üretiminin önemli bölümünün OSB’lerde gerçekleştirildiğinin altını çizen yetkililer, “Kayıt dışı ile uğraşacağız dediler, tarifi bu mudur? Kayıt içindeki işletmelere daha ne kadar yüklenecek? Yüklenmeleri gereken kayıt dışı ama bu kayıtlı işletmelere niye yapılıyor? Fatura dediğin zaman ‘fatura ne ki?’ diyenler var, onlara baksınlar” değerlendirmesinde bulundular.

 Yetkililer, tüm firmaların banka bilgileri ve defterlerinin kamu kurumlarına açık olduğuna vurgu yaparken, “OSB’lerdeki her kamyon durdurulursa ne olacak, biz vergi memurunun inisiyatifi yle mi uğraşacağız, üretim mi yapacağız?” diye konuştular.

Fosil yakıt devleri iklime 28 trilyon dolarlık zarar verdiFosil yakıt devleri iklime 28 trilyon dolarlık zarar verdiEkonomi

 

Altın ve TL’de getiri fonlarda istikrar sürüyorAltın ve TL’de getiri fonlarda istikrar sürüyorEkonomi

 

Eskişehir sanayisinde alarm zilleri: Firmalar yatırımlarda frene bastı

ABDULLAH SÖNMEZ / ESKİŞEHİRW

Eskişehir Sanayi Odası tarafından 2025 yılında yaşanan ekonomik gelişmelerin sanayi üzerindeki etkisini ölçmek ve işletmelerin önümüzdeki dönem beklentilerini ortaya koymak amacıyla hazırlanan “Ekonomik Durum ve Beklenti Anketi” sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Eskişehir sanayisinin ekonomik kırılganlıklarının derinleştiğini ve firmaların çok katmanlı risklerle karşı karşıya olduğunu gösteren anket verilerine göre mevcut tablo, finansman erişiminden arz-talep dengesine, insan kaynağından yapısal altyapıya kadar pek çok alanda bütünleşik politikalar geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Anket sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan ESO Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş, “İş dünyamızın yaşadığı sıkışıklık ciddi boyutlara ulaşmış durumda. İç talepteki yetersizlik, dış pazarlarda daralma ve enflasyonist baskılar firmalarımızı üretim, yatırım ve ihracat kararlarında çok daha temkinli davranmaya yöneltti. Bu durum, büyüme potansiyelimizi sınırlayan önemli bir risk faktörü haline gelmiştir” ifadelerini kullandı. 

Finansmana erişim ve nakit akışı en büyük sorun

Ankete katılan firmaların yüzde 96’sında finansmana erişimde ciddi sıkıntı yaşadığının tespit edildiğini belirterek artan kredi faiz oranları ile teminat koşullarının, özellikle KOBİ ölçekli firmaların yatırım iştahını azalttığını aktaran Kesikbaş, “Bugün firmalarımız hem yatırım finansmanı hem de günlük nakit akışını yönetme konusunda ciddi zorluklarla karşı karşıya. Kısa vadeli kredilerin faiz oranlarındaki artış, şirketlerimizin finansal sürdürülebilirliğini tehdit eder hale geldi. Ayrıca, tahsilat süreçlerindeki uzamalar likidite kırılganlığını artırıyor” dedi. İhracat yapan sanayi işletmelerinin de düşük kur ve destek yetersizliklerinden olumsuz etkilendiğine dikkat çeken Kesikbaş, sözlerine şöyle devam etti:  “Katılımcıların yüzde 81’i Eximbank kredilerine erişimde problem yaşıyor. Dış ticaret politikalarındaki öngörülemezlik, firmaların risk yönetimini güçleştiriyor. Kur politikalarının ihracat gelirlerimizi enflasyon karşısında erittiğini net şekilde görüyoruz. İhracatçı firmalarımız hem rekabet gücü kaybı hem de kârlılıkta ciddi düşüş riski ile karşı karşıya. İhracatın sürdürülebilir olması için destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Yapısal sorunlar Eskişehir sanayisini zorluyor

Eskişehir’de arsa ve inşaat maliyetlerinin yüksekliği, sanayi bölgelerine ulaşım sorunları ve konut fiyatlarındaki artışın da üretim ve istihdamı zorlaştıran başlıca yapısal sorunlar olarak öne çıktığına dikkat çeken Celalettin Kesikbaş, “Sanayi bölgelerimize ulaşımda yaşanan trafik sıkıntıları, fabrika arsa fiyatlarının aşırı yükselmesi ve konut kiralarındaki artış, hem firmaların hem de çalışanların yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Bu sorunların çözümü, üretim kabiliyetimizi ve Eskişehir’in sanayi çekim gücünü artırmak açısından büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

“İşgücü sıkıntısı firmaların rekabet gücünü tehdit ediyor”

Anket verilerinin firmaların yeşil ve dijital dönüşüm süreçleriyle finansman ve nitelikli işgücü temininde ciddi güçlük yaşadığını da gösterdiğini açıklayan Celalettin Kesikbaş, katılımcıların yüzde 95’inin nitelikli işgücüne erişimde problem yaşadığını belirterek, “Yeşil mutabakat ve dijital dönüşüm hedefleri kapsamında ilerlemek isteyen firmalarımız, gerekli altyapı ve personel eksikliği nedeniyle ciddi zorluklarla karşılaşıyor. Kamu desteklerinin hedefli hale getirilmesi, erişilebilir sanayi alanlarının planlanması, ulaşım altyapısının güçlendirilmesi ve dijital/yeşil dönüşüm için uygun beşeri ve mali koşulların sağlanması bölgesel sanayi rekabetçiliğini artıracaktır” ifadelerini kullandı.

TÜİK açıkladı: İşsizlik martta geriledi, işsiz kişi sayısı 65 bin azaldı

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 65 bin kişi azalarak 2 milyon 807 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,3 puan azalarak yüzde 7,9 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 6,5 iken kadınlarda yüzde 10,6 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 391 bin kişi artarak 32 milyon 597 bin kişi, istihdam oranı ise 0,6 puan artarak yüzde 49,2 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,9 iken kadınlarda yüzde 31,9 olarak gerçekleşti.

İşgücüne katılma oranı yüzde 53,4 olarak gerçekleşti

İşgücü 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 325 bin kişi artarak 35 milyon 404 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,4 puan artarak yüzde 53,4 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,6 iken kadınlarda yüzde 35,7 oldu.

Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 15,1 oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan artarak yüzde 15,1 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 11,0, kadınlarda ise yüzde 22,6 olarak tahmin edildi.

Arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 43,7 saat oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 0,3 saat artarak 43,7 saat olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 28,8 oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 0,3 puan artarak yüzde 28,8 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,9 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 20,1 olarak tahmin edildi.