Wall Street’te güçlü rüzgar: JPMorgan, Morgan Stanley ve Wells Fargo’dan pozitif bilançolar

ABD'nin önde gelen finans kuruluşları JPMorgan Chase, Wells Fargo ve Morgan Stanley 2025'in ilk çeyreğine ilişkin bilançolarını açıkladı. Bankalar, net kâr ve hisse başı kazançta artış sağlarken, ekonomide belirsizliklerin sürdüğüne dikkat çektiler.

Yayınlanma Tarihi:

Amerika Birleşik Devletleri’nin finans devlerinden JPMorgan Chase, Wells Fargo ve Morgan Stanley, 2025 yılının ilk çeyreğine dair finansal sonuçlarını paylaştı. Açıklanan verilere göre üç büyük banka da geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla kârlarını artırmayı başardı. Ancak yöneticiler, ekonomik görünümde hâlâ temkinli olunması gerektiği uyarısında bulundu.

JPMorgan Chase net kârda 14,6 milyar dolara ulaştı

JPMorgan Chase, 2025’in ilk çeyreğinde gelirini yüzde 8,1 artırarak 45,3 milyar dolara çıkardı. Banka, geçen yılın aynı döneminde 41,9 milyar dolar gelir açıklamıştı. Net kâr ise aynı dönem bazında yüzde 9,1’lik artışla 14,6 milyar dolara yükseldi. 2024 yılının ilk çeyreğinde bu rakam 13,4 milyar dolardı.

Hisse başına kazanç da 4,44 dolardan 5,07 dolara çıktı. Banka CEO’su Jamie Dimon, ekonomiyle ilgili yaptığı değerlendirmede “Vergi reformları ve düzenleme esneklikleri gibi olumlu gelişmeler olsa da, ticaret savaşları, yüksek enflasyon ve oynaklık gibi riskler ekonomiyi türbülansa sokuyor” diyerek temkinli bir iyimserlik mesajı verdi.

Wells Fargo net kârını artırdı, gelirde hafif düşüş yaşadı

Wells Fargo, 2025’in ilk çeyreğinde gelirini yüzde 3,4 oranında azaltarak 20,15 milyar dolarda sabitlerken, net kârını yüzde 6’ya yakın artırarak 4,89 milyar dolara çıkardı. 2024’ün ilk çeyreğinde bu rakam 4,62 milyar dolardı.

Banka, hisse başına kazancını 1,20 dolardan 1,39 dolara yükseltti. CEO Charlie Scharf, ABD’nin adil ticaret yaklaşımını desteklediklerini ancak atılacak büyük adımların belirli riskler barındırdığını ifade etti. Scharf ayrıca 2025’te ekonomik büyümenin yavaşlayabileceğini ancak bu senaryoya hazırlıklı olduklarını belirtti.

Morgan Stanley’den yüzde 26,5’lik net kâr artışı

Morgan Stanley, 2025’in ilk çeyreğinde gelirini yüzde 17,2 oranında artırarak 17,7 milyar dolara ulaştırırken, net kârını ise yüzde 26,5’lik rekor bir artışla 4,3 milyar dolara taşıdı. 2024’te bu rakam 3,4 milyar dolar olarak kaydedilmişti.

Hisse başına kazanç ise 2,02 dolardan 2,6 dolara çıktı. Sonuçlar, bankanın yatırım ve danışmanlık faaliyetlerine olan yüksek talebin sürdüğünü gösteriyor.

BlackRock, varlıkları artırdı ama kârda geriledi

Varlık yönetimi devi BlackRock da 2025’in ilk çeyrek performansını açıkladı. Şirketin yönettiği varlıklar rekor kırarak 11,58 trilyon dolara ulaştı. Ancak net gelir yüzde 4 düşüşle 1,51 milyar dolara geriledi. Aynı dönemde hisse başına kazanç da 10,48 dolardan 9,64 dolara düştü.

Bunun nedeni olarak ABD’de artan ekonomik belirsizlikler ve Donald Trump’ın gümrük vergisi açıklamalarının finans piyasalarında yarattığı dalgalanma gösterildi. BlackRock CEO’su Larry Fink, “Piyasalarda belirsizlikler ağır basıyor. Bu dönemler, geçmişte finansal kriz, pandemi ve yüksek enflasyon dönemlerinde yaşadığımız zorluklara benziyor, ancak geleceğe dair bağlantımızı sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.

Borsada karamsarlık sinyali: S&P 500 yılın en kötü başlangıcını yaptı

Geniş çaplı piyasa endeksi S&P 500, 2025’in ilk çeyreğinde yüzde 4,6’lık düşüşle, 2022’den bu yana en kötü çeyrek başlangıcını gerçekleştirdi. Bu da yatırımcıların ekonomik kararlar ve küresel gelişmeler karşısında temkinli olduğunu gösteriyor.

BlackRock bu süreçte uzun vadeli fon girişlerini bir yıl önceki 76 milyar dolardan 83 milyar dolara yükseltti. Hisse senedi ürünlerinde girişler 18,4 milyar dolardan 19,3 milyar dolara çıkarak yatırımcının alternatif arayışının sürdüğünü gösterdi.

Özetle, her ne kadar bazı ekonomik göstergeler ve politik gelişmeler belirsizlik yaratıyor olsa da, büyük ABD bankalarının ilk çeyrek bilanço performansları, finansal sistemin güçlü kaldığını ve kâr artışlarının hâlâ sürdürülebilir olduğunu ortaya koymuş durumda.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İLGİLİ İÇERİKLER

Eskişehir sanayisinde alarm zilleri: Firmalar yatırımlarda frene bastı

ABDULLAH SÖNMEZ / ESKİŞEHİRW

Eskişehir Sanayi Odası tarafından 2025 yılında yaşanan ekonomik gelişmelerin sanayi üzerindeki etkisini ölçmek ve işletmelerin önümüzdeki dönem beklentilerini ortaya koymak amacıyla hazırlanan “Ekonomik Durum ve Beklenti Anketi” sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Eskişehir sanayisinin ekonomik kırılganlıklarının derinleştiğini ve firmaların çok katmanlı risklerle karşı karşıya olduğunu gösteren anket verilerine göre mevcut tablo, finansman erişiminden arz-talep dengesine, insan kaynağından yapısal altyapıya kadar pek çok alanda bütünleşik politikalar geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Anket sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan ESO Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş, “İş dünyamızın yaşadığı sıkışıklık ciddi boyutlara ulaşmış durumda. İç talepteki yetersizlik, dış pazarlarda daralma ve enflasyonist baskılar firmalarımızı üretim, yatırım ve ihracat kararlarında çok daha temkinli davranmaya yöneltti. Bu durum, büyüme potansiyelimizi sınırlayan önemli bir risk faktörü haline gelmiştir” ifadelerini kullandı. 

Finansmana erişim ve nakit akışı en büyük sorun

Ankete katılan firmaların yüzde 96’sında finansmana erişimde ciddi sıkıntı yaşadığının tespit edildiğini belirterek artan kredi faiz oranları ile teminat koşullarının, özellikle KOBİ ölçekli firmaların yatırım iştahını azalttığını aktaran Kesikbaş, “Bugün firmalarımız hem yatırım finansmanı hem de günlük nakit akışını yönetme konusunda ciddi zorluklarla karşı karşıya. Kısa vadeli kredilerin faiz oranlarındaki artış, şirketlerimizin finansal sürdürülebilirliğini tehdit eder hale geldi. Ayrıca, tahsilat süreçlerindeki uzamalar likidite kırılganlığını artırıyor” dedi. İhracat yapan sanayi işletmelerinin de düşük kur ve destek yetersizliklerinden olumsuz etkilendiğine dikkat çeken Kesikbaş, sözlerine şöyle devam etti:  “Katılımcıların yüzde 81’i Eximbank kredilerine erişimde problem yaşıyor. Dış ticaret politikalarındaki öngörülemezlik, firmaların risk yönetimini güçleştiriyor. Kur politikalarının ihracat gelirlerimizi enflasyon karşısında erittiğini net şekilde görüyoruz. İhracatçı firmalarımız hem rekabet gücü kaybı hem de kârlılıkta ciddi düşüş riski ile karşı karşıya. İhracatın sürdürülebilir olması için destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Yapısal sorunlar Eskişehir sanayisini zorluyor

Eskişehir’de arsa ve inşaat maliyetlerinin yüksekliği, sanayi bölgelerine ulaşım sorunları ve konut fiyatlarındaki artışın da üretim ve istihdamı zorlaştıran başlıca yapısal sorunlar olarak öne çıktığına dikkat çeken Celalettin Kesikbaş, “Sanayi bölgelerimize ulaşımda yaşanan trafik sıkıntıları, fabrika arsa fiyatlarının aşırı yükselmesi ve konut kiralarındaki artış, hem firmaların hem de çalışanların yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Bu sorunların çözümü, üretim kabiliyetimizi ve Eskişehir’in sanayi çekim gücünü artırmak açısından büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

“İşgücü sıkıntısı firmaların rekabet gücünü tehdit ediyor”

Anket verilerinin firmaların yeşil ve dijital dönüşüm süreçleriyle finansman ve nitelikli işgücü temininde ciddi güçlük yaşadığını da gösterdiğini açıklayan Celalettin Kesikbaş, katılımcıların yüzde 95’inin nitelikli işgücüne erişimde problem yaşadığını belirterek, “Yeşil mutabakat ve dijital dönüşüm hedefleri kapsamında ilerlemek isteyen firmalarımız, gerekli altyapı ve personel eksikliği nedeniyle ciddi zorluklarla karşılaşıyor. Kamu desteklerinin hedefli hale getirilmesi, erişilebilir sanayi alanlarının planlanması, ulaşım altyapısının güçlendirilmesi ve dijital/yeşil dönüşüm için uygun beşeri ve mali koşulların sağlanması bölgesel sanayi rekabetçiliğini artıracaktır” ifadelerini kullandı.

TÜİK açıkladı: İşsizlik martta geriledi, işsiz kişi sayısı 65 bin azaldı

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 65 bin kişi azalarak 2 milyon 807 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,3 puan azalarak yüzde 7,9 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 6,5 iken kadınlarda yüzde 10,6 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 391 bin kişi artarak 32 milyon 597 bin kişi, istihdam oranı ise 0,6 puan artarak yüzde 49,2 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,9 iken kadınlarda yüzde 31,9 olarak gerçekleşti.

İşgücüne katılma oranı yüzde 53,4 olarak gerçekleşti

İşgücü 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 325 bin kişi artarak 35 milyon 404 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,4 puan artarak yüzde 53,4 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,6 iken kadınlarda yüzde 35,7 oldu.

Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 15,1 oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan artarak yüzde 15,1 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 11,0, kadınlarda ise yüzde 22,6 olarak tahmin edildi.

Arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 43,7 saat oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 0,3 saat artarak 43,7 saat olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 28,8 oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 0,3 puan artarak yüzde 28,8 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,9 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 20,1 olarak tahmin edildi.

Nisan ayında ekonomik güven sarsıldı: Endeks yüzde 4,2 düştü

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), nisan ayına ilişkin ekonomik güven endeksi verilerini açıkladı.

Buna göre, endeks martta 100,8 iken, nisanda yüzde 4,2 azalarak 96,6 oldu. Tüketici güven endeksi, nisanda aylık bazda yüzde 2,3 azalışla 83,9'a geriledi.

Aynı dönemde reel kesim güven endeksi, yüzde 2,3 azalarak 100,8 olarak kayıtlara geçti.

Hizmet sektörü güven endeksi ise yüzde 4,3 düşüşle 109,5 oldu.

Perakende ticaret sektörü güven endeksi, yüzde 2,5 azalarak 110,6, inşaat sektörü güven endeksi ise yüzde 4,2 düşüşle 85,1 değerini aldı.

İşsizlik martta gerilediİşsizlik martta gerilediEkonomik Veriler

 

İstanbul için felaket uyarısı: Büyük depremden sonra yangınlar şehri sarabilir

BESTİ KARALAR
Ankara Günlüğü

Geçtiğimiz haftalarda komisyona sunum yapan akademisyenler, Türkiye’de dünya standartlarına uygun, “ulusal yangın veri sisteminin’ kurulmasını önerirken, İstanbul’ a dikkat çektiler. Uzmanlar yangın konusunda ise İstanbul’un büyük risk taşıdığını örnekler vererek anlattılar: “Olası 7 ve üssü bir depremde İstanbul’u depremden sonra yangın vuracak.”

Geçtiğimiz günlerde Kartalkaya Komisyonu’na sunum yapan uzmanlar, Türkiye’de dünya standartlarına yönelik bir yangın veri sistemi olmadığını aktararak şu önerileri getirdi:

■ Ulusal yangın veri sistemi kurulmalı.

■ Yangından korunma yönetmeliği geliştirilmeli.

■ İş yeri ve konutların birbirinden ayrılması sağlanmalı.

■ Yangın güvenlik sorumlusunun görevleri açık net şekilde yazılmalı.

■ Yangın laboratuvarı kurulmalı.

Akademisyenler komisyonda İstanbul’da bazı kurum ve kuruluşlarda yaptıkları incelemelerle ilgili bilgileri de paylaştılar. İnceleme yaptıkları yerlerde, «İtfaiye binaya yaklaşabiliyor mu? İtfaiye binanın çevresinde kamyonlarını kurup hortumlarını hazırlayabiliyor mu, binaya girebiliyor mu? Yangın mahalline güvenli bir şekilde ulaşabiliyor mu? Kurtarma operasyonu yürütebiliyor mu? Binadan güvenli bir şekilde çıkabilecek mi?» şeklinde sorulara cevap aradıklarını belirttiler.

“İstanbul risk altında”

Sunumlarda İstanbul’un büyük deprem riski altında olduğunu hatırlatılarak, olası 7 ve üstündeki depremde 500 doğal gaz servis kutusunun aynı anda yangın çıkarma olasılığına dikkat çekildi.

Dr. Ali Serdar Gültek’ İstanbul’da iş merkezlerinin yoğun olduğu bölgelerdeki binaların yöneticileriyle yaptıkları görüşmeleri paylaştı. Yapılarda yangın risk sistemlerinin bulunduğunu ancak idari müdür, teknik müdür ve güvenlik müdürü düzeyindeki pek çok kişinin bu sistemlerin varlığından haberdar bile olmadığını gördüklerini aktardı. Gültek, 2016’da Çalışma Bakanlığı için İstanbul Sanayi Odası 500 listesinde yer alan 60 fabrikayı incelediklerini aktararak, inceledikleri yapıların yüzde 60’ında üretimin ve depolamanın aynı çatı altında gerçekleştirildiğini böyle bir durumda yangının hızlıca diğer kısımlara yayılmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Uzmanlar, sadece konutlar, oteller, tarihi binalar değil, fabrikalar, endüstriyel yangınlar da ülke ekonomisine ciddi zarar verildiğine işaret edildi.

Çin, dünya buğday pazarını sarsıyorÇin, dünya buğday pazarını sarsıyorEmtia Haberleri

 

İhracatçının kârsızlıkla imtihanı ağırlaşıyorİhracatçının kârsızlıkla imtihanı ağırlaşıyorEkonomi