Konut satışları Nisan ayında%18 düştü

Yayınlanma Tarihi:

TÜİK nisan ayı konut satış istatistiklerini yayımladı. Buna göre Türkiye genelinde nisan 85 bin 652 konut satıldı. Konut satışları geçen yılın aynı ayına göre yüzde 35.6 düştü. Satışlar mart ayına göre ise yüzde 18.8 geriledi.

Konut satışları Ocak-Nisan döneminde 2022’nin aynı dönemine göre yüzde 18,6 azalışla 368 bin 867’ye düştü.

Nisan ayında konut satışlarında İstanbul 13 bin 944 konut satışı ve yüzde 16.3 ile en yüksek paya sahip oldu. İstanbul’u 10 bin konut satışı ve yüzde 11.7 pay ile Ankara, 4 bin 960 konut satışı ve yüzde 5.8 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 22 konut ile Ardahan ve Hakkari, 53 konut ile Bayburt oldu.

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 26 azalarak 26 bin 952 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 31.5 olarak kayıtlara geçti. İlk el konut satışları Ocak-Nisan döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 15.3 azalışla 110 bin 859 olarak gerçekleşti.

İkinci elde konut satışları da düştü

İkinci el konut satışları ise nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 39.3 azalış göstererek 58 bin 700’e düştü. İkinci el konut satışları Ocak-Nisan döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19.9 düşereK 258 bin 8 oldu.

Yabancıya satışlar yüzde 60.3 azaldı

Yabancılara yapılan konut satışları Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 60.3 azalarak 2 bin 557’e çekildi. Nisan ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 3 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı bin 24 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla 792 konut satışı ile İstanbul ve 186 konut satışı ile Mersin izledi.

Arz sıkıntısının fiyatlar üzerindeki negatif baskısı devam ediyor

Rakamları değerlendiren MARS İcra Kurulu Başkanı Hakan Bucak, 6 Şubat depremleriyle ile başlayan düşüş trendinin aylık bazda bakıldığında üçüncü ayını geride bıraktığına işaret etti. Şubat’ta yüzde 18, Mart’ta yüzde 21,4 olarak gerçekleşen düşüşün Nisan’da yüzde 35,6 olarak devam ettiğini söyleyen Hakan Bucak, “Nisan ayında Türkiye genelinde toplam 85 bin 652 konutun satışı gerçekleşti. Aylık bazda düşüşlerin bir süre daha devam etmesini bekliyoruz” dedi. Konuttaki bu trendin devamını destekleyen etmenleri arz sıkıntısı, yüksek fiyatlar ve deprem olarak sıralayan Hakan Bucak, “Arz sıkıntısının fiyatlar üzerindeki negatif baskısı devam ediyor. Bu duruma kimi insanların geliştirdiği fırsatçılık da eklenince rakamlar alım gücünün çok üstüne çıkmış durumda. Hem arz üreticisini hem de konut alıcısını etkileyen çok fazla negatif bileşen söz konusu. Bütün bunlara bir de depremin yarattığı psikolojik gerilim eklenince geliştirici konut üretmek, hane halkı ise konut satın alma konusunda çok hevesli ve iştahlı olamıyor. Buradaki her bir bileşenin ciddi iyileşmeye ihtiyacı bulunuyor” diye konuştu.

İstanbul’da Konut Satışı Yüzde 47,4 Azaldı

Konut satışında en dikkat çekici düşüşün İstanbul’da yaşandığına işaret eden Hakan Bucak, şunları kaydetti:

“Şubat ayında İstanbul’da konut satışı 2022 yılı şubat ayına göre ise yüzde 26 düştü. Mart’ta bu düşüş yüzde 24,22 olarak yaşandı. Nisan’da İstanbul’un genelinde 13 bin 944 konut satıldı ve geçen yılın Nisan ayına göre rakamda yaşanan düşüş yüzde 47,04 oldu.”

Gayrimenkul sektöründe arz üretimi tarafında ve satış tarafında olumlu sinyallerin yılın ikinci yarısı itibariyle görülmeye başlanabileceğine vurgu yapan Hakan Bucak, fiyatlama davranışına ilişkin olarak da önemli açıklamalarda bulundu. Hakan Bucak, “Konut fiyatları üzerinden hala fırsatçılık yapmak isteyenler var. Bununla birlikte biz bundan sonrası için satış fiyatlarında yüzde yüzleri bulan bir artış öngörmüyoruz. Gelişen bölgelerde fiyatlarda enflasyon oranında bir artış yaşanır, diğer bölgelerde ise fiyatlar dolar bazında stabil kalır” dedi.

Ruslar 13 Aydır Birinci

Yabancı yatırımcıya satışı yapılan konut adedini Ocak – Nisan dönemi için 13 bin 483 olarak açıklayan Hakan Bucak, “Yabancı yatırımcı tarafında da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 35’i bulan bir kayıp söz konusu. Yaşanan düşüşün ana nedeni deprem gibi görünüyor. Çünkü yabancılar arasında Türkiye’deki konutların güvenilirliğine ilişkin bir endişe oluştu. Algı düzeldikçe satışta eski seviyeleri ve üstünü tekrar görmeye başlayabiliriz. Bununla birlikte Rusların Türkiye gayrimenkul sektöründeki birincilikleri 13 aydır devam ediyor. Savaşın ilk ayı olan Mart 2022’den Nisan 2023’e kadar geçen sürede Rusların Türkiye’den aldığı toplam konut sayısı 20 bin 56’dır. Savaştan bu yana yönelimde 3,5 katlık bir artış söz konusu. Bu trendin devam etmesini bekliyoruz” diye konuştu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İLGİLİ İÇERİKLER

Eskişehir sanayisinde alarm zilleri: Firmalar yatırımlarda frene bastı

ABDULLAH SÖNMEZ / ESKİŞEHİRW

Eskişehir Sanayi Odası tarafından 2025 yılında yaşanan ekonomik gelişmelerin sanayi üzerindeki etkisini ölçmek ve işletmelerin önümüzdeki dönem beklentilerini ortaya koymak amacıyla hazırlanan “Ekonomik Durum ve Beklenti Anketi” sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Eskişehir sanayisinin ekonomik kırılganlıklarının derinleştiğini ve firmaların çok katmanlı risklerle karşı karşıya olduğunu gösteren anket verilerine göre mevcut tablo, finansman erişiminden arz-talep dengesine, insan kaynağından yapısal altyapıya kadar pek çok alanda bütünleşik politikalar geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Anket sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan ESO Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş, “İş dünyamızın yaşadığı sıkışıklık ciddi boyutlara ulaşmış durumda. İç talepteki yetersizlik, dış pazarlarda daralma ve enflasyonist baskılar firmalarımızı üretim, yatırım ve ihracat kararlarında çok daha temkinli davranmaya yöneltti. Bu durum, büyüme potansiyelimizi sınırlayan önemli bir risk faktörü haline gelmiştir” ifadelerini kullandı. 

Finansmana erişim ve nakit akışı en büyük sorun

Ankete katılan firmaların yüzde 96’sında finansmana erişimde ciddi sıkıntı yaşadığının tespit edildiğini belirterek artan kredi faiz oranları ile teminat koşullarının, özellikle KOBİ ölçekli firmaların yatırım iştahını azalttığını aktaran Kesikbaş, “Bugün firmalarımız hem yatırım finansmanı hem de günlük nakit akışını yönetme konusunda ciddi zorluklarla karşı karşıya. Kısa vadeli kredilerin faiz oranlarındaki artış, şirketlerimizin finansal sürdürülebilirliğini tehdit eder hale geldi. Ayrıca, tahsilat süreçlerindeki uzamalar likidite kırılganlığını artırıyor” dedi. İhracat yapan sanayi işletmelerinin de düşük kur ve destek yetersizliklerinden olumsuz etkilendiğine dikkat çeken Kesikbaş, sözlerine şöyle devam etti:  “Katılımcıların yüzde 81’i Eximbank kredilerine erişimde problem yaşıyor. Dış ticaret politikalarındaki öngörülemezlik, firmaların risk yönetimini güçleştiriyor. Kur politikalarının ihracat gelirlerimizi enflasyon karşısında erittiğini net şekilde görüyoruz. İhracatçı firmalarımız hem rekabet gücü kaybı hem de kârlılıkta ciddi düşüş riski ile karşı karşıya. İhracatın sürdürülebilir olması için destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Yapısal sorunlar Eskişehir sanayisini zorluyor

Eskişehir’de arsa ve inşaat maliyetlerinin yüksekliği, sanayi bölgelerine ulaşım sorunları ve konut fiyatlarındaki artışın da üretim ve istihdamı zorlaştıran başlıca yapısal sorunlar olarak öne çıktığına dikkat çeken Celalettin Kesikbaş, “Sanayi bölgelerimize ulaşımda yaşanan trafik sıkıntıları, fabrika arsa fiyatlarının aşırı yükselmesi ve konut kiralarındaki artış, hem firmaların hem de çalışanların yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Bu sorunların çözümü, üretim kabiliyetimizi ve Eskişehir’in sanayi çekim gücünü artırmak açısından büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

“İşgücü sıkıntısı firmaların rekabet gücünü tehdit ediyor”

Anket verilerinin firmaların yeşil ve dijital dönüşüm süreçleriyle finansman ve nitelikli işgücü temininde ciddi güçlük yaşadığını da gösterdiğini açıklayan Celalettin Kesikbaş, katılımcıların yüzde 95’inin nitelikli işgücüne erişimde problem yaşadığını belirterek, “Yeşil mutabakat ve dijital dönüşüm hedefleri kapsamında ilerlemek isteyen firmalarımız, gerekli altyapı ve personel eksikliği nedeniyle ciddi zorluklarla karşılaşıyor. Kamu desteklerinin hedefli hale getirilmesi, erişilebilir sanayi alanlarının planlanması, ulaşım altyapısının güçlendirilmesi ve dijital/yeşil dönüşüm için uygun beşeri ve mali koşulların sağlanması bölgesel sanayi rekabetçiliğini artıracaktır” ifadelerini kullandı.

TÜİK açıkladı: İşsizlik martta geriledi, işsiz kişi sayısı 65 bin azaldı

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 65 bin kişi azalarak 2 milyon 807 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,3 puan azalarak yüzde 7,9 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 6,5 iken kadınlarda yüzde 10,6 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 391 bin kişi artarak 32 milyon 597 bin kişi, istihdam oranı ise 0,6 puan artarak yüzde 49,2 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,9 iken kadınlarda yüzde 31,9 olarak gerçekleşti.

İşgücüne katılma oranı yüzde 53,4 olarak gerçekleşti

İşgücü 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 325 bin kişi artarak 35 milyon 404 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,4 puan artarak yüzde 53,4 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,6 iken kadınlarda yüzde 35,7 oldu.

Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 15,1 oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan artarak yüzde 15,1 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 11,0, kadınlarda ise yüzde 22,6 olarak tahmin edildi.

Arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 43,7 saat oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 0,3 saat artarak 43,7 saat olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 28,8 oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 0,3 puan artarak yüzde 28,8 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,9 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 20,1 olarak tahmin edildi.

Nisan ayında ekonomik güven sarsıldı: Endeks yüzde 4,2 düştü

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), nisan ayına ilişkin ekonomik güven endeksi verilerini açıkladı.

Buna göre, endeks martta 100,8 iken, nisanda yüzde 4,2 azalarak 96,6 oldu. Tüketici güven endeksi, nisanda aylık bazda yüzde 2,3 azalışla 83,9'a geriledi.

Aynı dönemde reel kesim güven endeksi, yüzde 2,3 azalarak 100,8 olarak kayıtlara geçti.

Hizmet sektörü güven endeksi ise yüzde 4,3 düşüşle 109,5 oldu.

Perakende ticaret sektörü güven endeksi, yüzde 2,5 azalarak 110,6, inşaat sektörü güven endeksi ise yüzde 4,2 düşüşle 85,1 değerini aldı.

İşsizlik martta gerilediİşsizlik martta gerilediEkonomik Veriler

 

İstanbul için felaket uyarısı: Büyük depremden sonra yangınlar şehri sarabilir

BESTİ KARALAR
Ankara Günlüğü

Geçtiğimiz haftalarda komisyona sunum yapan akademisyenler, Türkiye’de dünya standartlarına uygun, “ulusal yangın veri sisteminin’ kurulmasını önerirken, İstanbul’ a dikkat çektiler. Uzmanlar yangın konusunda ise İstanbul’un büyük risk taşıdığını örnekler vererek anlattılar: “Olası 7 ve üssü bir depremde İstanbul’u depremden sonra yangın vuracak.”

Geçtiğimiz günlerde Kartalkaya Komisyonu’na sunum yapan uzmanlar, Türkiye’de dünya standartlarına yönelik bir yangın veri sistemi olmadığını aktararak şu önerileri getirdi:

■ Ulusal yangın veri sistemi kurulmalı.

■ Yangından korunma yönetmeliği geliştirilmeli.

■ İş yeri ve konutların birbirinden ayrılması sağlanmalı.

■ Yangın güvenlik sorumlusunun görevleri açık net şekilde yazılmalı.

■ Yangın laboratuvarı kurulmalı.

Akademisyenler komisyonda İstanbul’da bazı kurum ve kuruluşlarda yaptıkları incelemelerle ilgili bilgileri de paylaştılar. İnceleme yaptıkları yerlerde, «İtfaiye binaya yaklaşabiliyor mu? İtfaiye binanın çevresinde kamyonlarını kurup hortumlarını hazırlayabiliyor mu, binaya girebiliyor mu? Yangın mahalline güvenli bir şekilde ulaşabiliyor mu? Kurtarma operasyonu yürütebiliyor mu? Binadan güvenli bir şekilde çıkabilecek mi?» şeklinde sorulara cevap aradıklarını belirttiler.

“İstanbul risk altında”

Sunumlarda İstanbul’un büyük deprem riski altında olduğunu hatırlatılarak, olası 7 ve üstündeki depremde 500 doğal gaz servis kutusunun aynı anda yangın çıkarma olasılığına dikkat çekildi.

Dr. Ali Serdar Gültek’ İstanbul’da iş merkezlerinin yoğun olduğu bölgelerdeki binaların yöneticileriyle yaptıkları görüşmeleri paylaştı. Yapılarda yangın risk sistemlerinin bulunduğunu ancak idari müdür, teknik müdür ve güvenlik müdürü düzeyindeki pek çok kişinin bu sistemlerin varlığından haberdar bile olmadığını gördüklerini aktardı. Gültek, 2016’da Çalışma Bakanlığı için İstanbul Sanayi Odası 500 listesinde yer alan 60 fabrikayı incelediklerini aktararak, inceledikleri yapıların yüzde 60’ında üretimin ve depolamanın aynı çatı altında gerçekleştirildiğini böyle bir durumda yangının hızlıca diğer kısımlara yayılmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Uzmanlar, sadece konutlar, oteller, tarihi binalar değil, fabrikalar, endüstriyel yangınlar da ülke ekonomisine ciddi zarar verildiğine işaret edildi.

Çin, dünya buğday pazarını sarsıyorÇin, dünya buğday pazarını sarsıyorEmtia Haberleri

 

İhracatçının kârsızlıkla imtihanı ağırlaşıyorİhracatçının kârsızlıkla imtihanı ağırlaşıyorEkonomi