Eşarj, OSB’lere yüksek hızlı şarj istasyonu kuracak

Yayınlanma Tarihi:

Enerjisa Enerji’nin çoğunluk hisselerine sahip olduğu elektrikli şarj istasyonu ağı Eşarj ve Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) organize sanayi bölgelerine hızlı şarj istasyonları kurulması konusunda iş birliği protokolü imzaladı.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, 67 bin fabrikanın üretim yaptığı organize sanayi bölgelerine elektrikli araçlar için yüksek hızlı sarj istasyonları kurulacak. OSB’ler elektrikli şarj istasyonları için yer sağlayacak, istasyonların tüm kurulumları ise yüklenici firma Eşarj tarafından yapılacak.

İmza töreninde konuşan OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü, 67 bin fabrika ile Türkiye’nin sanayi üretiminin yüzde 45’ini gerçekleştiren organize sanayi bölgelerine kurulacak yüksek hızlı sarj istasyonlarının TOGG uyumlu olacağını belirtti.

67 bin sanayi işletmesi faydalanacak

Organize sanayi bölgelerini, sanayinin teknolojik dönüşümüne öncü yapma hedefiyle çalıştıklarını ifade eden Kütükcü, “OSBÜK olarak çalışmalarımızı, organize sanayi bölgelerimizi sanayi üretiminin yanı sıra, dijitalleşme ve teknolojik dönüşümde de öncü hale getirmek hedefiyle yürütüyoruz. Eşarj firması ile imzaladığımız iş birliği protokolü de bu hedeflerimize katkıda bulunacak. Bu protokolle hedefimiz; 81 ilimizdeki tüm organize sanayi bölgelerimize, Türkiye’nin doğuştan elektrikli ilk akıllı cihazı TOGG uyumlu yüksek hızlı sarj istasyonları kurmak. OSB’lerimizdeki yüksek hızlı şarj istasyonlarından hem OSB içindeki işletmelerimiz hem de vatandaşlarımız faydalanabilecek. OSB müdürlüklerimiz tarafından işletilecek bu istasyonlar devreye alındığında, bir hizmeti daha OSB’lerimizdeki 67 bin sanayi işletmemizin ayağına götürmüş olacağız. Bu iş birliğinden dolayı Eşarj’a teşekkür ediyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Kütükcü, OSB’lerdeki şarj istasyonlarına piyasa şartlarından daha uygun fiyatlarda elektrik temin edileceği bilgisini paylaşarak, “İstasyonların kurulmasına ilişkin tüm lisans, ruhsat, sigorta işlemleri ve abonelik işlemleri Eşarj tarafından ücretsiz sağlanacak. İstasyonlarla ilgili de 7/24 müşteri hizmetlerinden destek alınabilecek. 24 saat kesintisiz hizmet verecek istasyonlarda 2 araç aynı anda şarj edilebilecek.” ifadelerini kullandı.

Enerjisa Enerji CEO’su ve Eşarj Yönetim Kurulu Başkanı Murat Pınar ise, Türkiye otomobil pazarında bu yılın ilk 2 aylık döneminde geçen yılın ilk 6 ayının toplamı olan 2 bin 263’den fazla elektrikli otomobil satışı gerçekleştirildiğini belirterek, “Eşarj olarak kurulduğumuz günden bu yana müşterilerimize elektrikli araç ekosistemi içerisinde ilklerin deneyimini yaşatıyoruz. Veriler ve gelişmeler, adet bazında düşük olmasına karşın elektrikli otomobil satışlarının büyüme hızı, tüketicilerin elektrikli otomobillere olan ilgisini ortaya koyuyor.

İlk etapta 272 organize sanayi bölgesini kapsayacak

Eşarj olarak biz de ülkemizin bu potansiyeline duyduğumuz güvenle, yatırımlarımızı araç başına düşen halka açık şarj istasyonu sayı ve kapasitesini artırmak üzere yapıyoruz. Eşarj olarak 60’ın üzerinde şehirde; 400’den fazlası yüksek hızlı (DC) olmak üzere 600 adede yakın istasyon, 1.000’in üzerinde soket ve 40 megavat saatin üzerinde kurulu güce sahibiz.

Türkiye’de sanayi üretiminin önemli bir bölümünün gerçekleştirildiği organize sanayi bölgelerinde, Eşarj olarak kuracağımız yüksek hızlı şarj istasyonları ile halkımıza en iyi deneyimi sunmaya devam edeceğiz. OSBÜK ile yaptığımız iş birliği, ilk etapta faal 272 organize sanayi bölgesini kapsamakla beraber önümüzdeki dönemde devreye alınacak yeni bölgeleri de kapsayacak.” ifadelerini kullandı.

İklim krizinin olumsuz etkilerinin azaltılması için Paris İklim Anlaşması gereği Türkiye’nin de taahhütlerde bulunduğunun altını çizen Pınar, şöyle devam etti:

“Organize sanayi bölgelerinde kuracağımız tüm Eşarj istasyonları aynı anda 2 aracı şarj edebilen, yüksek hızlı ve enerjisi yenilenebilir enerji kaynaklardan sağlanan cihazlar olacak. Bu bağlamda Eşarj ile beraber tüm OSB’lerin karbon salımlarını dünya standartlarına uygun şekilde ölçmek, iyileştirmek ve ‘İklim Değişikliği’ ve ‘Yeşil Dönüşüm’ politikalarına uyumun sağlanması ve farkındalığın artırılması için önemli bir adım olacak. Eşarj olarak müşterilerimize en iyi ve en hızlı deneyimi yaşatmaya devam etmek için de yıl sonuna kadar 81 ilimizde en az 1 adet yüksek hızlı şarj istasyonu kurmayı hedefliyoruz.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İLGİLİ İÇERİKLER

Eskişehir sanayisinde alarm zilleri: Firmalar yatırımlarda frene bastı

ABDULLAH SÖNMEZ / ESKİŞEHİRW

Eskişehir Sanayi Odası tarafından 2025 yılında yaşanan ekonomik gelişmelerin sanayi üzerindeki etkisini ölçmek ve işletmelerin önümüzdeki dönem beklentilerini ortaya koymak amacıyla hazırlanan “Ekonomik Durum ve Beklenti Anketi” sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Eskişehir sanayisinin ekonomik kırılganlıklarının derinleştiğini ve firmaların çok katmanlı risklerle karşı karşıya olduğunu gösteren anket verilerine göre mevcut tablo, finansman erişiminden arz-talep dengesine, insan kaynağından yapısal altyapıya kadar pek çok alanda bütünleşik politikalar geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Anket sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan ESO Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş, “İş dünyamızın yaşadığı sıkışıklık ciddi boyutlara ulaşmış durumda. İç talepteki yetersizlik, dış pazarlarda daralma ve enflasyonist baskılar firmalarımızı üretim, yatırım ve ihracat kararlarında çok daha temkinli davranmaya yöneltti. Bu durum, büyüme potansiyelimizi sınırlayan önemli bir risk faktörü haline gelmiştir” ifadelerini kullandı. 

Finansmana erişim ve nakit akışı en büyük sorun

Ankete katılan firmaların yüzde 96’sında finansmana erişimde ciddi sıkıntı yaşadığının tespit edildiğini belirterek artan kredi faiz oranları ile teminat koşullarının, özellikle KOBİ ölçekli firmaların yatırım iştahını azalttığını aktaran Kesikbaş, “Bugün firmalarımız hem yatırım finansmanı hem de günlük nakit akışını yönetme konusunda ciddi zorluklarla karşı karşıya. Kısa vadeli kredilerin faiz oranlarındaki artış, şirketlerimizin finansal sürdürülebilirliğini tehdit eder hale geldi. Ayrıca, tahsilat süreçlerindeki uzamalar likidite kırılganlığını artırıyor” dedi. İhracat yapan sanayi işletmelerinin de düşük kur ve destek yetersizliklerinden olumsuz etkilendiğine dikkat çeken Kesikbaş, sözlerine şöyle devam etti:  “Katılımcıların yüzde 81’i Eximbank kredilerine erişimde problem yaşıyor. Dış ticaret politikalarındaki öngörülemezlik, firmaların risk yönetimini güçleştiriyor. Kur politikalarının ihracat gelirlerimizi enflasyon karşısında erittiğini net şekilde görüyoruz. İhracatçı firmalarımız hem rekabet gücü kaybı hem de kârlılıkta ciddi düşüş riski ile karşı karşıya. İhracatın sürdürülebilir olması için destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Yapısal sorunlar Eskişehir sanayisini zorluyor

Eskişehir’de arsa ve inşaat maliyetlerinin yüksekliği, sanayi bölgelerine ulaşım sorunları ve konut fiyatlarındaki artışın da üretim ve istihdamı zorlaştıran başlıca yapısal sorunlar olarak öne çıktığına dikkat çeken Celalettin Kesikbaş, “Sanayi bölgelerimize ulaşımda yaşanan trafik sıkıntıları, fabrika arsa fiyatlarının aşırı yükselmesi ve konut kiralarındaki artış, hem firmaların hem de çalışanların yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Bu sorunların çözümü, üretim kabiliyetimizi ve Eskişehir’in sanayi çekim gücünü artırmak açısından büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

“İşgücü sıkıntısı firmaların rekabet gücünü tehdit ediyor”

Anket verilerinin firmaların yeşil ve dijital dönüşüm süreçleriyle finansman ve nitelikli işgücü temininde ciddi güçlük yaşadığını da gösterdiğini açıklayan Celalettin Kesikbaş, katılımcıların yüzde 95’inin nitelikli işgücüne erişimde problem yaşadığını belirterek, “Yeşil mutabakat ve dijital dönüşüm hedefleri kapsamında ilerlemek isteyen firmalarımız, gerekli altyapı ve personel eksikliği nedeniyle ciddi zorluklarla karşılaşıyor. Kamu desteklerinin hedefli hale getirilmesi, erişilebilir sanayi alanlarının planlanması, ulaşım altyapısının güçlendirilmesi ve dijital/yeşil dönüşüm için uygun beşeri ve mali koşulların sağlanması bölgesel sanayi rekabetçiliğini artıracaktır” ifadelerini kullandı.

TÜİK açıkladı: İşsizlik martta geriledi, işsiz kişi sayısı 65 bin azaldı

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 65 bin kişi azalarak 2 milyon 807 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,3 puan azalarak yüzde 7,9 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 6,5 iken kadınlarda yüzde 10,6 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 391 bin kişi artarak 32 milyon 597 bin kişi, istihdam oranı ise 0,6 puan artarak yüzde 49,2 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,9 iken kadınlarda yüzde 31,9 olarak gerçekleşti.

İşgücüne katılma oranı yüzde 53,4 olarak gerçekleşti

İşgücü 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 325 bin kişi artarak 35 milyon 404 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,4 puan artarak yüzde 53,4 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,6 iken kadınlarda yüzde 35,7 oldu.

Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 15,1 oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan artarak yüzde 15,1 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 11,0, kadınlarda ise yüzde 22,6 olarak tahmin edildi.

Arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 43,7 saat oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 0,3 saat artarak 43,7 saat olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 28,8 oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 0,3 puan artarak yüzde 28,8 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,9 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 20,1 olarak tahmin edildi.

Nisan ayında ekonomik güven sarsıldı: Endeks yüzde 4,2 düştü

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), nisan ayına ilişkin ekonomik güven endeksi verilerini açıkladı.

Buna göre, endeks martta 100,8 iken, nisanda yüzde 4,2 azalarak 96,6 oldu. Tüketici güven endeksi, nisanda aylık bazda yüzde 2,3 azalışla 83,9'a geriledi.

Aynı dönemde reel kesim güven endeksi, yüzde 2,3 azalarak 100,8 olarak kayıtlara geçti.

Hizmet sektörü güven endeksi ise yüzde 4,3 düşüşle 109,5 oldu.

Perakende ticaret sektörü güven endeksi, yüzde 2,5 azalarak 110,6, inşaat sektörü güven endeksi ise yüzde 4,2 düşüşle 85,1 değerini aldı.

İşsizlik martta gerilediİşsizlik martta gerilediEkonomik Veriler

 

İstanbul için felaket uyarısı: Büyük depremden sonra yangınlar şehri sarabilir

BESTİ KARALAR
Ankara Günlüğü

Geçtiğimiz haftalarda komisyona sunum yapan akademisyenler, Türkiye’de dünya standartlarına uygun, “ulusal yangın veri sisteminin’ kurulmasını önerirken, İstanbul’ a dikkat çektiler. Uzmanlar yangın konusunda ise İstanbul’un büyük risk taşıdığını örnekler vererek anlattılar: “Olası 7 ve üssü bir depremde İstanbul’u depremden sonra yangın vuracak.”

Geçtiğimiz günlerde Kartalkaya Komisyonu’na sunum yapan uzmanlar, Türkiye’de dünya standartlarına yönelik bir yangın veri sistemi olmadığını aktararak şu önerileri getirdi:

■ Ulusal yangın veri sistemi kurulmalı.

■ Yangından korunma yönetmeliği geliştirilmeli.

■ İş yeri ve konutların birbirinden ayrılması sağlanmalı.

■ Yangın güvenlik sorumlusunun görevleri açık net şekilde yazılmalı.

■ Yangın laboratuvarı kurulmalı.

Akademisyenler komisyonda İstanbul’da bazı kurum ve kuruluşlarda yaptıkları incelemelerle ilgili bilgileri de paylaştılar. İnceleme yaptıkları yerlerde, «İtfaiye binaya yaklaşabiliyor mu? İtfaiye binanın çevresinde kamyonlarını kurup hortumlarını hazırlayabiliyor mu, binaya girebiliyor mu? Yangın mahalline güvenli bir şekilde ulaşabiliyor mu? Kurtarma operasyonu yürütebiliyor mu? Binadan güvenli bir şekilde çıkabilecek mi?» şeklinde sorulara cevap aradıklarını belirttiler.

“İstanbul risk altında”

Sunumlarda İstanbul’un büyük deprem riski altında olduğunu hatırlatılarak, olası 7 ve üstündeki depremde 500 doğal gaz servis kutusunun aynı anda yangın çıkarma olasılığına dikkat çekildi.

Dr. Ali Serdar Gültek’ İstanbul’da iş merkezlerinin yoğun olduğu bölgelerdeki binaların yöneticileriyle yaptıkları görüşmeleri paylaştı. Yapılarda yangın risk sistemlerinin bulunduğunu ancak idari müdür, teknik müdür ve güvenlik müdürü düzeyindeki pek çok kişinin bu sistemlerin varlığından haberdar bile olmadığını gördüklerini aktardı. Gültek, 2016’da Çalışma Bakanlığı için İstanbul Sanayi Odası 500 listesinde yer alan 60 fabrikayı incelediklerini aktararak, inceledikleri yapıların yüzde 60’ında üretimin ve depolamanın aynı çatı altında gerçekleştirildiğini böyle bir durumda yangının hızlıca diğer kısımlara yayılmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Uzmanlar, sadece konutlar, oteller, tarihi binalar değil, fabrikalar, endüstriyel yangınlar da ülke ekonomisine ciddi zarar verildiğine işaret edildi.

Çin, dünya buğday pazarını sarsıyorÇin, dünya buğday pazarını sarsıyorEmtia Haberleri

 

İhracatçının kârsızlıkla imtihanı ağırlaşıyorİhracatçının kârsızlıkla imtihanı ağırlaşıyorEkonomi