Eskişehir sanayisinde alarm zilleri: Firmalar yatırımlarda frene bastı

Eskişehir Sanayi Odası’nın gerçekleştirdiği kapsamlı anket, kentteki sanayi firmalarının ekonomik belirsizlikler karşısında yatırım ve ihracat kararlarında adım atmakta zorlandığını ortaya koydu.

Yayınlanma Tarihi:

Eskişehir Sanayi Odası (ESO) tarafından açıklanan 2025 yılı “Ekonomik Durum ve Beklenti Anketi” sonuçları, kentteki sanayi firmalarının karşı karşıya kaldığı çok katmanlı riskleri ve artan ekonomik kırılganlıkları gözler önüne seriyor. Ankete göre firmalar, finansmana erişimden nitelikli işgücü eksikliğine kadar pek çok konuda ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmış durumda.

Firmalar yatırım kararlarında “bekle-gör” moduna geçti

ESO Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş, ekonomik daralma ve yüksek enflasyonun sanayi firmaları üzerinde yarattığı baskının derinleştiğini belirtti. Kesikbaş, iç talepteki zayıflamanın ve dış pazarlardaki durgunluğun, firmaları üretim ve yatırım kararlarında son derece temkinli hale getirdiğini vurguladı. “Yaşanan bu belirsizlikler, büyüme potansiyelimizi sınırlayan önemli bir risk haline geldi” dedi.

En büyük sorun: Finansmana erişim ve nakit akışı

Anket verilerine göre sanayicilerin %96’sı finansmana erişimde ciddi zorluk yaşadığını belirtiyor. Artan faiz oranları ve sıkı teminat koşulları KOBİ’lerin yatırım arzularını törpülüyor. Kesikbaş, kısa vadeli kredilerin faizlerindeki sert yükselişin şirketlerin nakit yönetimini tehdit ettiğini, tahsilat süreçlerinin uzamasının ise likidite riskini artırdığını söyledi.

İhracatçı firmalar ise düşük döviz kuru ve Eximbank kredilerine erişimde karşılaştıkları zorluklar nedeniyle olumsuz etkileniyor. Firmaların %81’i bu kredilere ulaşamadığını belirtirken, kur politikalarının ihracat gelirlerini enflasyon karşısında değersizleştirdiği ifade ediliyor. Kesikbaş, “İhracatımızın sürdürülebilirliği için destek mekanizmalarının güçlendirilmesi kaçınılmaz” diye konuştu.

Yüksek maliyetler ve ulaşım sorunları üretimi zorluyor

Sanayi bölgelerinde ulaşıma dair yaşanan aksaklıklar, fabrika arsası fiyatlarının yükselmesi ve artan konut kiraları gibi yapısal problemler hem üretimi hem de istihdamı sekteye uğratıyor. Bu durumun, hem sanayi kuruluşlarının verimliliğini hem de çalışanların yaşam kalitesini olumsuz etkilediğine dikkat çekildi. Kesikbaş, “Bu yapısal sorunların çözümü, Eskişehir’in üretim kabiliyetini artırmak açısından kritik önemde” dedi.

Nitelikli işgücü krizi büyüyor

Ankete katılan firmaların %95’i nitelikli işgücü temininde sıkıntı yaşadığını ifade etti. Yeşil mutabakat ve dijital dönüşüm hedeflerine ulaşmak isteyen firmalar, uzman personel eksikliği ve altyapı yetersizliği nedeniyle bu süreçte tökezliyor. Kesikbaş, bölgesel sanayi rekabetçiliğinin artması için kamu desteklerinin hedefli hale getirilmesi, ulaşım altyapısının güçlendirilmesi ve yeni sanayi alanlarının planlanması gerektiğini belirtti.

Eskişehir sanayisinin içinde bulunduğu zorlukları net bir şekilde ortaya koyan bu anket, hem merkezi idare hem de yerel yönetimlerin bu alanlarda bütünleşik adımlar atmasını zorunlu kılıyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İLGİLİ İÇERİKLER

TÜİK açıkladı: İşsizlik martta geriledi, işsiz kişi sayısı 65 bin azaldı

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 65 bin kişi azalarak 2 milyon 807 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,3 puan azalarak yüzde 7,9 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 6,5 iken kadınlarda yüzde 10,6 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 391 bin kişi artarak 32 milyon 597 bin kişi, istihdam oranı ise 0,6 puan artarak yüzde 49,2 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,9 iken kadınlarda yüzde 31,9 olarak gerçekleşti.

İşgücüne katılma oranı yüzde 53,4 olarak gerçekleşti

İşgücü 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 325 bin kişi artarak 35 milyon 404 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,4 puan artarak yüzde 53,4 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,6 iken kadınlarda yüzde 35,7 oldu.

Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 15,1 oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan artarak yüzde 15,1 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 11,0, kadınlarda ise yüzde 22,6 olarak tahmin edildi.

Arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 43,7 saat oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 0,3 saat artarak 43,7 saat olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 28,8 oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2025 yılı mart ayında bir önceki aya göre 0,3 puan artarak yüzde 28,8 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,9 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 20,1 olarak tahmin edildi.

Nisan ayında ekonomik güven sarsıldı: Endeks yüzde 4,2 düştü

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), nisan ayına ilişkin ekonomik güven endeksi verilerini açıkladı.

Buna göre, endeks martta 100,8 iken, nisanda yüzde 4,2 azalarak 96,6 oldu. Tüketici güven endeksi, nisanda aylık bazda yüzde 2,3 azalışla 83,9'a geriledi.

Aynı dönemde reel kesim güven endeksi, yüzde 2,3 azalarak 100,8 olarak kayıtlara geçti.

Hizmet sektörü güven endeksi ise yüzde 4,3 düşüşle 109,5 oldu.

Perakende ticaret sektörü güven endeksi, yüzde 2,5 azalarak 110,6, inşaat sektörü güven endeksi ise yüzde 4,2 düşüşle 85,1 değerini aldı.

İşsizlik martta gerilediİşsizlik martta gerilediEkonomik Veriler

 

İstanbul için felaket uyarısı: Büyük depremden sonra yangınlar şehri sarabilir

BESTİ KARALAR
Ankara Günlüğü

Geçtiğimiz haftalarda komisyona sunum yapan akademisyenler, Türkiye’de dünya standartlarına uygun, “ulusal yangın veri sisteminin’ kurulmasını önerirken, İstanbul’ a dikkat çektiler. Uzmanlar yangın konusunda ise İstanbul’un büyük risk taşıdığını örnekler vererek anlattılar: “Olası 7 ve üssü bir depremde İstanbul’u depremden sonra yangın vuracak.”

Geçtiğimiz günlerde Kartalkaya Komisyonu’na sunum yapan uzmanlar, Türkiye’de dünya standartlarına yönelik bir yangın veri sistemi olmadığını aktararak şu önerileri getirdi:

■ Ulusal yangın veri sistemi kurulmalı.

■ Yangından korunma yönetmeliği geliştirilmeli.

■ İş yeri ve konutların birbirinden ayrılması sağlanmalı.

■ Yangın güvenlik sorumlusunun görevleri açık net şekilde yazılmalı.

■ Yangın laboratuvarı kurulmalı.

Akademisyenler komisyonda İstanbul’da bazı kurum ve kuruluşlarda yaptıkları incelemelerle ilgili bilgileri de paylaştılar. İnceleme yaptıkları yerlerde, «İtfaiye binaya yaklaşabiliyor mu? İtfaiye binanın çevresinde kamyonlarını kurup hortumlarını hazırlayabiliyor mu, binaya girebiliyor mu? Yangın mahalline güvenli bir şekilde ulaşabiliyor mu? Kurtarma operasyonu yürütebiliyor mu? Binadan güvenli bir şekilde çıkabilecek mi?» şeklinde sorulara cevap aradıklarını belirttiler.

“İstanbul risk altında”

Sunumlarda İstanbul’un büyük deprem riski altında olduğunu hatırlatılarak, olası 7 ve üstündeki depremde 500 doğal gaz servis kutusunun aynı anda yangın çıkarma olasılığına dikkat çekildi.

Dr. Ali Serdar Gültek’ İstanbul’da iş merkezlerinin yoğun olduğu bölgelerdeki binaların yöneticileriyle yaptıkları görüşmeleri paylaştı. Yapılarda yangın risk sistemlerinin bulunduğunu ancak idari müdür, teknik müdür ve güvenlik müdürü düzeyindeki pek çok kişinin bu sistemlerin varlığından haberdar bile olmadığını gördüklerini aktardı. Gültek, 2016’da Çalışma Bakanlığı için İstanbul Sanayi Odası 500 listesinde yer alan 60 fabrikayı incelediklerini aktararak, inceledikleri yapıların yüzde 60’ında üretimin ve depolamanın aynı çatı altında gerçekleştirildiğini böyle bir durumda yangının hızlıca diğer kısımlara yayılmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Uzmanlar, sadece konutlar, oteller, tarihi binalar değil, fabrikalar, endüstriyel yangınlar da ülke ekonomisine ciddi zarar verildiğine işaret edildi.

Çin, dünya buğday pazarını sarsıyorÇin, dünya buğday pazarını sarsıyorEmtia Haberleri

 

İhracatçının kârsızlıkla imtihanı ağırlaşıyorİhracatçının kârsızlıkla imtihanı ağırlaşıyorEkonomi

 

Çin’in kararı buğday piyasasını altüst etti: Küresel ticaret sert darbe alıyor

EVRİM KÜÇÜK

Bu yıl küresel buğday ticaretinde önemli değişimler yaşanıyor, İthalat- ihracat dengeleri yeniden şekilleniyor, Bunun arkasındaki en önemli faktör ise Çin. Artan yerli üretim, ABD ile yaşanan ticari gerilimler, gıdada kendine kendine yetebilme stratejisi nedeniyle Çin’in ithalatı azalıyor, tüketimini ise istikrarlı bir şekilde devam ediyor. Bu durum küresel buğday ticaretinde domino etkisiyle önemli sonuçlar doğuruyor.

Dünya buğday ticaretinin bu yıl önemli ölçüde düşmesi bekleniyor. ABD Tarım Bakanlığı (USDA), buğday ticaretinin mevcut 2024-2025 sezonunda bir önceki sezona kıyasla yüzde 9'a kadar küçülmesini bekliyor. USDA, bunun on yıllardır görülen en sert yıllık düşüş olacağını söylüyor. Başlıca nedenlerden biri, Çin’in ithalatının yerel buğday üretimindeki artış nedeniyle azalması.

Buğday tüketimi artıyor Çin'in buğday tüketimi, 2025 yılında 119,39 milyon ton olarak öngörülmektedir. Bu, 2024 yılına göre yaklaşık yüzde 1,4’lük bir artışı temsil ediyor. Tüketimin 2028 yılına kadar yıllık ortalama yüzde 1,6 oranında artarak 124,34 milyon tona ulaşması bekleniyor. Bu artış, nüfus büyümesi, kentleşme ve gıda sanayisindeki gelişmelerle ilişkilendiriliyor.

Buğday ithalatı geriliyor

Çin'in buğday ithalatı ise bu yıl önemli ölçüde azalması bekleniyor. 2024/25 sezonunda Çin’in buğday ithalatının geçen yılki 13,6 milyon tondan 3,5 milyon tona gerilemesi bekleniyor. Bu düşüş, yüzde 73’lük bir azalmayı ifade ediyor ve Çin'in 2024 yılında 140,1 milyon tonluk rekor buğday üretimi gerçekleştirmesi ve ekonomik yavaşlama gibi nedenlerden kaynaklanıyor. Bu düşüşü en çok Avustralya hissedecek. ABD de tarifelerden dolayı sıkıntı hissedecek ülkelerden. Geçtiğimiz yıl Çin, ABD buğdayının değer bazında dördüncü büyük ihracat noktasıydı. ABD’den 482 milyon dolar değerinde buğday ithal etti.

Ticaret yönelimli değişiyor Yine de bu yıl Rusya ile artan tarımsal ticaret ilişkileri kapsamında bu ülkeden yapılan buğday ithalatının artabileceği öngörülüyor. Bu gelişme, Çin’in ABD ve Kanada ile yaşadığı ticaret gerilimleri nedeniyle alternatif tedarikçilere yönelmesinin bir sonucu.

Türkiye de ticareti etkiledi

Çin'in yanı sıra, dünya buğday ticaretini sınırlayan başka şeyler de var. Örneğin, Türkiye kendi ülkesindeki yüksek stoklar nedeniyle ithalat kısıtlamaları getirmiş olması. Ayrıca, 2024-2025 sezonunda Rusya, Avrupa Birliği ve Ukrayna gibi en büyük ihracatçılarda düşük mahsul ihracatı sınırlandırdı.

Dünyada ihracat eğilimleri

■ Rusya ve Ukrayna: Karadeniz bölgesinde, özellikle Rusya ve Ukrayna’da buğday üretimi düşüş gösteriyor. Ukrayna’nın 2025-26 sezonundaki buğday hasadının son 13 yılın en düşük seviyesine gerilemesi bekleniyor. Ukrayna’nın 2024/25 ihracatının geçen yılki 18.6 milyon tondan 16 milyon tona ineceği tahmin ediliyor. Rusya’nın 2024- 25 sezonunda ihracatının geçen sezonki 55 milyon tondan 44 milyon tona ineceği hesaplanıyor. Nisan ayında ülkenin buğday ihracatının sadece 2 milyon ton olması bekleniyor. Bu iki ülke, dünya buğday ihracatının yaklaşık yüzde 30’unu sağlıyor. 

■ ABD: 2024/25 sezonunda ABD’nin buğday ihracatı 820 milyon kile olarak öngörülüyor. Bu, önceki yıla göre yüzde 16’lık bir artışı temsil etse de, küresel talepteki düşüş nedeniyle ihracat artışı sınırlı kalıyor. 

■ Avrupa Birliği: Buğday ihracatı, 2024/25 sezonunda 26,5 milyon tona düşerek 2018/19 sezonundan bu yana en düşük seviyeye geriledi. Bu, geçen yıla göre yüzde 30’luk bir azalmayı ifade ediyor. Fransa’nın 2024/25 sezonundaki yumuşak buğday ihracatı, son yüzyılın en düşük seviyelerine geriledi. Almanya’nın buğday üretimi de 2024/25 sezonunda düşüş gösterdi. 

■ Asya: Endonezya ve Mısır gibi ülkelerde de yerel üretimdeki artış ve ekonomik zorluklar nedeniyle buğday ithalatında azalma gözlemleniyor.

Hayret; 19 Mart vatandaşın enflasyon kaygısını hiç artırmamış!Hayret; 19 Mart vatandaşın enflasyon kaygısını hiç artırmamış!Ekonomi

 

 

Inditex, Türkiye’den alımı düşürmeyeceği sözünü verdiInditex, Türkiye’den alımı düşürmeyeceği sözünü verdiTekstil